Bir başkana veya seçilmiş lidere hiç aşk hakkında sormadım. | TED | لم أسأل أى رئيس او قائد منتخب من قبل عن الحب. |
Zaten, İran'da demokratik olarak seçilmiş bir başkan var. | Open Subtitles | فبرغم كل شيء، إيران لديها رئيس منتخب ديمقراطيا |
Yedi yıI antrenman yapmamış okul takımı oyuncuları için pek iyi değil. | Open Subtitles | بالنسبة للاعبي منتخب جامعة لم يتدرّبوا لسبع سنين نعم انكم كذلك |
1990 yazında Alman Milli takımı planını başardı... ve Dünya Kupasını havaya kaldırdı. | Open Subtitles | في صيف 1990، أنجز منتخب ألمانيا الوطني الخطة وأصبح حامل كأس العالم |
Bunu insanları korkutmadan yapmanın da yolu var. O Seçimle geldi. | Open Subtitles | . هناك طرق لفعل ذلك بدون اخافة هذا الجمع كله . انه منتخب |
Amerikan halkının çoğu First Lady'nin bir seçim ofisi tutmasını uygunsuz buluyor. | Open Subtitles | ليست جيدة معظم الامريكين لا زالوا يعتقدون انه سيكون غير لائقا لسيدة أولى أن تحصل على مكتب منتخب |
Silah kontrolü taslağını yasalaştırarak bu seçilmemiş, Bağımsız başkanın, Kongre'yi yıllardır felç eden iki başlı kördüğümü çözebileceğine dair umutları yeşertmiş olacak. | Open Subtitles | لقيامه بالتوقيع لإضافة قانون السيّطرة على الأسلحة إلى القانون تشتعل آمال أن هذا الرئيس المستقبل الغير منتخب يُمكنه في الواقع كسر الحزبية |
Bir grup çocuk rastgele seçildiğinde | Open Subtitles | عندما قام منتخب "الغزلان" بزيارة مفاجئة إلى بعض الأطفال المحليين |
Bu harika şehrin, seçilmiş temsilcisi olarak seçmenlerimin bu kadar aleni biçimde ihanete uğramasına sessiz kalamam kalmayacağım da. | Open Subtitles | كممثل منتخب لهذه المدينة العظيمة فانا لا أستطيع ولن أبقى صامتاً في وجه مثل هذه الخيانة الوقحة لناخبيّ |
seçilmiş bir memur olduğu için hediye alamadığını söyledi. | Open Subtitles | وقال انه مسؤول منتخب الذي لا يسمح لتلقي الهدايا. |
Alman halkının seçilmiş temsilcilerinden biriyim ve bu insanlara hizmet edenlerin kişisel hırslarının kontrol altında tutulmasını sağlamak benim işim. | Open Subtitles | كممثل منتخب لشعب ألمانيا إنها مهمتي لأتأكد أن الطموحات الشخصية لهؤلاء الذي يخدمون هؤلاء الناس .يتم مراقبتها |
1989'da barışçıl devrimin lideriydi ve neredeyse DAC'nin serbestçe seçilmiş ilk Başbakanı olacaktı, ta ki muhbir olduğu ortaya çıkana kadar. | TED | في 1989 كان قائدة الثورة السلمية وكاد أن يكون أول رئيس وزراء منتخب بحرية للـGDR حتى انكشف أنه كان عميلا. |
Sen şehirdeki en üst düzey seçilmiş adamsın. | Open Subtitles | أنت أرفع موظف منتخب في المقاطعة |
Ama seçilmiş olan o, o yüzden onunla devam etmeliyiz. | Open Subtitles | لكنه منتخب ، لذلك نحن عالقون معه |
1990 yazında Alman Milli takımı planını başardı... ve Dünya Kupasını havaya kaldırdı. | Open Subtitles | في صيف 1990، أنجز منتخب ألمانيا الوطني الخطة وأصبح حامل كأس العالم |
Montego Körfezinde kışı geçirmekte olan, 'Arsız Sue' isimli yatında İngiliz Kriket Milli takımı ve Bali Bereket tanrıçası ile içki içmek üzere beni davet ediyor. | Open Subtitles | يدعوني لأشرب معه على يخته "المغازل البذيء"، وهو يقضي الشتاء في مونتيغو باي مع منتخب إنجلترا للكريكيت |
Teknik direktör Feola ve takımı için büyük bir şans. | Open Subtitles | ضربة حظ للمدرب فيولا و منتخب البرازيل |
Makamınıza Seçimle mi, tayinle mi geldiniz? | Open Subtitles | هل أنت معين من قبل أحدهم أو منتخب أيها الشريف؟ |
Seçimle işbaşına gelmiş, mazisi tertemiz ve yüzde 72 onay yüzdesi olan bir yetkiliden bahsediyoruz. | Open Subtitles | نتحدّث عن مسئول منتخب مع سجل نزيه و 72% أيدوه |
Seçimle gelmiş bir memurum. | Open Subtitles | أنا منتخب بشكل رسمي |
Melody Grant, ilk First Lady kim bir seçim ofisi açmasına ve çalıştırmasına karar verdi? | Open Subtitles | ميلودي جرانت أول سيدة أولى قررت الترشح لمكتب منتخب |
Sen geçici ve seçilmemiş bir başkansın. | Open Subtitles | أنت رئيس غير منتخب مؤقت |
Bir grup çocuk rastgele seçildiğinde | Open Subtitles | عندما قام منتخب "الغزلان" بزيارة مفاجئة إلى بعض الأطفال المحليين |
Hanımefendi, ben bu kasabada tetikte olmak için seçildim. | Open Subtitles | سيدتي, أنا منتخب لأبقى ساهراً على بلدتنا |