Havaalanı polisi? Hala bekliyoruz. Ama İnterpol hala onun Tripolide olduğunda ısrarlı. | Open Subtitles | ما زالو منتظرين ولكن البوليس الدولى يصر على انه موجود فى تريبولي |
Tam iki saattir burada bekliyoruz ve sen bize hazır kahve getiriyorsun. | Open Subtitles | لقد وقفنا منتظرين هنا ساعتين و انت تتوقع الحصول على قهوه فى الحال |
Bir sonraki veri noktasını sabırsızlıkla bekleyen, içsel bilim adamına dönüşürüz. | TED | ويصبحُ فينا هذا المفكر الروحي الداخلي حيث كنُا منتظرين بلهفة مرحلة المعرفة المقبلة. |
Kurtarma helikopterleri çoktan bölgeye geldiler, ilk radar kontağını bekliyorlar. | Open Subtitles | طائرات الإنقاذ تحلق في الجو يدورون منتظرين أول رصد بالرادار |
Yarbay Carter, Dr Jackson. Beklettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | كولونيل كارتر , د,جاكسون آسف لإبقائكم منتظرين |
Peronda beklerken el çantamın yanımda olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | ، وبينما كنا منتظرين في المحطة لاحظت أختفاء حقيبة يدي |
Bütün gece burada oturup tüfekle gelecek adamı bekledik ve sen şimdi bu işi oyuncak tabancanla yapmak istiyorsun ben de sana bunun lanet derecede amatörce olduğunu söylüyorum tamam mı? | Open Subtitles | والآن، قضينا الليل كلّه منتظرين وصول رفيقك مع سلاحه.. وأنت تريد أن تتمّ العملية مع مسدسك الخردة؟ صدّقني، هذا عمل الهواة |
Mağaralarımızda ateşin başında oturmuş cep telefonunun icat edilmesini bekliyorduk. | Open Subtitles | كنا نجلس حول النيران فى كهوفنا منتظرين اختراع الهاتف النقال |
Hükümet konağının önündeyiz. Bu tuhafyaratıkların niteliği ve kökeni konusunda, valinin bir açıklama yapmasını bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن نقف عند مقر مجلس النواب منتظرين أى تعليق من الحاكم حول طبيعة و أصل المخلوقات الغريبة |
Washington D.C.'den birkaç dakika uzaklıkta ve bu cinayetlerle ilgili haber bekliyoruz. | Open Subtitles | خارج العاصمة واشنطن بدقيقة فقط * منتظرين بعض الأنباء عن هذه الجرائم |
Gerçekten kaçarken bir gün gerçeğin bizi bulmasını bekliyoruz. | Open Subtitles | هاربين من الحقيقة منتظرين منها أن تأتى يوما وتلحق بنا |
Biz de Tanrı'nın göndereceği kralı bekliyoruz. | Open Subtitles | ـ نحن أيضاً كنا منتظرين للملك المُرسل من الله |
Arabalarımız, trafik ışıklarında, kurtların kollarına atılmayı bekleyen satranç taşları mı? | Open Subtitles | كأننا مثل قطع الشطرنج منتظرين ان نترامى بين ايدى هذا وايدى ذاك ؟ |
Ve bu baskı, etrafımda herkesin dolaşıp durmasının neden olduğu herkesin...benim birşey yapmamı veya birşey söylememi bekleyen veya, sıçrayan veya çığlık atan, daha çok bağıran... | Open Subtitles | وهناك كل هذا الضغط لأن الجميع يحومون حولي منتظرين مني أن أفعل شيئاً أو أن أقول شيئاً أو أنهار أو أصرخ أو أبكي أكثر |
Bu insanların topu önemli olduklarını duymak için orada bekliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس منتظرين أن يتم اخبارهم أنهم مهمون |
Büyük hayvan sürüleri yiyecek ve su bulmak için aylarca göç ediyor ve bir olayın yaşamlarını değiştirmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | ترتحل قطعان كبيرة من الحيوانات لشهور بحثاً عن الطعام والماء منتظرين حدثاً سيغيّر حياتهم كثيراً |
Beklettiğim için kusura bakmayım. | Open Subtitles | أعتذر عن إبقائكما منتظرين طويلاً كيف حال ساقك؟ |
Yerde donmuş bir şekilde bulunmayı beklerken bana bir bakış atmıştın. | Open Subtitles | وكما كنا نقبع هناك متجمدين منتظرين ان يتم اكتشافنا ميتين, لقد رمقتينى بهذه النظرة |
Birçok kez yarım litreye yakın sütü arka bahçeye döküp çikolata ağacının çıkmasını bekledik. | Open Subtitles | تعرفين، ذلك العدد هو مقدار الحليب الذي سكبناه فب الفناء الخلفي منتظرين شجرة الأريو أن تكبر |
30,000 kişi dizine kadar çamur içinde, fırtınanın dinmesini bekliyorduk. | Open Subtitles | ثلاثين ألفاً من الناس جثوا على ركبهم منتظرين لهم |
Bir uçağın attığı bombanın hepsini öldürmesini bekleyerek. | Open Subtitles | منتظرين طيارة أن تُلقي قذيفة و تقتلهم جميعا |
Yani öylece oturup ekrana bakacak ve bir şey olmasını mı bekleyeceğiz? | Open Subtitles | لذا نجلس فقط ونحدّق بالشاشة منتظرين لشيء أن يحصل ؟ |
Göçmen Bürosu yetkilileri yukarıdalar ve onları fazla bekletmek istemiyorum. | Open Subtitles | ضباط الهجره في الردهه وانا لا احب الاحتفاظ بهام منتظرين |
Büyük ihtimalle fırtınanın yatışmasını bekliyorlardır. | Open Subtitles | هم من المحتمل هبطوا منتظرين إنتهاءهذهالعاصفه. |
Sistemin içinde sıkışıp kalırlar, e-postalar gibi gönderilmeyi beklerler. | Open Subtitles | لقد علقوا في النظام، منتظرين أن يتم إرسالهم مثل رسائل البريد الالكتروني |
Çoğu insan güdülmeyi bekler. | Open Subtitles | أغلب الناس يجلسون فحسب منتظرين أن يتم إسقاطه |
Senin ve benim gibiler uzun otların arasında saklanır sıranın arkasındaki en güzel ceylanın ortaya çıkmasını bekleriz. | Open Subtitles | آناسًا مثلي ومثلك، نختبئ في الحشائش الطويلة. منتظرين أجمل الغزلان لكي تأتي من مؤخرة القطيع. |
Uçanlara ihtiyacımız var, duranlara değil! | Open Subtitles | نحتاج إلى طائرين وليس منتظرين |