Bu soru, Yunanlı felsefecilerden bu yana binlerce yıldır soruluyor. | TED | كما تعلمون, هذا السؤال يحيط بنا منذ آلاف السنين منذ زمن الفلاسفة الإغريق على الأقلّ |
Bu inanılmaz zorlu koşullara rağmen, insanlar binlerce yıldır Kuzey Kutbu'ndaki alanlara yerleşmiştir. | TED | بالرغم من هذه الظروف القاسية توجد مناطق مأهولة بالبشر في القطب الشمالي منذ آلاف السنين. |
Fakat insanlar, şiddete dayalı olmayan eylemleri binlerce yıldır kullanıyorlar. | TED | لكن النضال السلمي يُستخدم منذ آلاف السنين. |
binlerce yıl önce, muazzam depremler dünyayı yerle bir etti. | Open Subtitles | منذ آلاف السنين زلازل ضخمة قلبت العالم رأساً على عقب |
Bir grup maymun binlerce yıl önce birbiriyle yiyişmiş, ve geldiğimiz nokta. | Open Subtitles | مجموعة من القردة كانو يتضاجعون منذ آلاف السنين و ها نحن ذا |
OK. Burasının Bin yıl önce yabancı bir ırk tarafından yapıldığına oldukça eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أن هذا المكان بنى بواسطة جنس آخر منذ آلاف السنين |
Ama biliyoruz ki insanlar binlerce yıldır birbirlerini yiyorlar, yenilmek için gönüllü oluyorlar ve başkalarını insan yemekle suçluyorlar. | TED | ولكننا نعرف أن البشر كانوا يأكلون بعضهم البعض، ويقدمون أنفسهم للالتهام، كما يتهمون الآخرين بتناول البشر منذ آلاف السنين. |
Solucan enfeksiyonları binlerce yıldır hayatımızda; | TED | كانت الالتهابات الدودية ولا تزال موجودةً منذ آلاف السنين. |
Burada, sessizlikte yatmış binlerce yıldır, Truva bile kuşatılmadan önce. | Open Subtitles | هنــا تقبع أسرار فـي صمت متكامـل منذ آلاف السنين ، قبل أن ترزح طروادة تحت الحصار طروادة : |
Benim gibi insanlar binlerce yıldır oraya girememişlerdir. | Open Subtitles | واشخاص مثلي لم يدخلوا هذا المجتمع منذ آلاف السنين |
Çok alıştırma yapmışlar. Görünüşe göre binlerce yıldır. | Open Subtitles | لديهم خبرة، يبدوا أنهم يقومون بهذا منذ آلاف السنين |
Jonas, Goa'uld binlerce yıldır buraya gelmedi. | Open Subtitles | جوناس، الجواؤلد لم يأتوا الى هنا منذ آلاف السنين |
binlerce yıldır, etkilerini gösterebilmek için, köylüler ve kabileler çalıştı. | Open Subtitles | هذا ما اتبعته القبائل و الشعوب منذ آلاف السنين |
Yunusların binlerce yıldır izlediği değişmeyen göç rotaları vardır. | Open Subtitles | هناك مسارات للهجرة تسلُكها الدلافين منذ آلاف السنين |
Kurbanları binlerce yıldır ölü. | Open Subtitles | ضحاياهم ماتت منذ آلاف السنين هناك امل ضئيل لايجاد الجناة |
Kültürler değerlendirmenin kilit özelliğini binlerce yıl önce keşfettiler. | TED | اكتشفت الثقافات السمة الرئيسية للتقييم منذ آلاف السنين. |
Ne diğerinin önünde diz çökerler... ne de binlerce yıl önce yaşamış atalarının önünde. | Open Subtitles | لا أحد منهم يسجد إلى آخر أو حتى إلى نوعه من عـاش منذ آلاف السنين |
Beyaz adam gelmeden binlerce yıl önce, burada yaşayanlar tarafından yapılmış. | Open Subtitles | عاشوا هنا منذ آلاف السنين قبل مجيء الرجل الأبيض |
Birine teşekkür edeceksen, binlerce yıl önce patlayıp ölüme yol açan ama tüm bir medeniyeti kusursuzca koruyan volkana et. | Open Subtitles | أشكري البركان الذي ثار منذ آلاف السنين قاتلاً الناس لكن محافظاًعلى حضارة كاملة |
Bazıları binlerce yıl önce sönmüş ama ışıkları bize daha yeni ulaşıyor. | Open Subtitles | بعضها انطفأ منذ آلاف السنين لكن ضوئهم لم يصلنا إلا الآن |
Bin yıl önce burada sınır falan yoktu, birşey olmaz. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي حدود هُنا منذ آلاف السنين, سيكون الأمر ممتعاً |
Tanık olduğumuz bu musibet bin yıldır sürüyor. | Open Subtitles | الكارثةُ التي نشهدُها حالياً حصلت أيضاً منذ آلاف السنين |
Bazıları yüzlerce yıldır varlar. | Open Subtitles | لقد وُجدت القليل من هذه منذ آلاف السنين. |