Beslenme düzeni çocukluğundan beri aynı en sevdiği şey mısır gevreği. | Open Subtitles | لم يتغير نظامه الغذائي منذ طفولته طعامه المفضل هو رقائق الذرة |
Aslında o çocukluğundan beri utangaç bir çocuktu. | Open Subtitles | في الحقيقة أنه دائماً وحيد منذ طفولته وهو خجول |
Billy çocukluğundan beri günlük tutuyordu. | Open Subtitles | لابد أن بيلى كان يكتب فى هذه المذكره منذ طفولته |
Prem, Gençlik Kulübünde çocukluğundan beri spor yapmayı çok sever. | Open Subtitles | بريم) في نادي الشباب، إنه) يحب العمل بالخارج، منذ طفولته |
Çocukluktan kalmaydı, dolayısıyla kız kardeşi yarayı biliyordur. | Open Subtitles | إنه جرحٌ لازمه منذ طفولته لابد أن أخته تعلم بهذا الأمر |
çocukluğundan beri dev hastalığından muzdaripmiş. | Open Subtitles | منذ طفولته كان يشكو من العملقة، |
Raymond çocukluğundan beri keskin bir nişancı. | Open Subtitles | ريموند بلطجى منذ طفولته |
Isaac'i çocukluğundan beri tanırım. | Open Subtitles | اعرف ايزك منذ طفولته |
Düşündüğünün aksine Jason çocukluğundan beri kontesin farkındaydı. | Open Subtitles | بخلاف ما تعتقدينه... جايسن) على علم بالكونتيسة)... منذ طفولته |
Tolkien çocukluğundan beri sanayileşmenin gelişimi konusunda çok endişeliydi... ..çünkü bu durumu insanlığın yozlaşması olarak görüyordu. | Open Subtitles | كان (تولكين) يراوده قلق عميق منذ طفولته المبكرة ،من عملية التصنيع الحديث وأهم جزء بهذا لأنه اعتبرها انعكاسا للفساد البشري |
çocukluğundan beri babası Risei'yi hac yolunda takip etmiş. | Open Subtitles | تبع والده ( ريزي ) في رحلته منذ طفولته |
Ama Gabe bunları çocukluğundan beri alıyor. | Open Subtitles | لكن (جيب) يتناولها منذ طفولته |
Çocukluktan beri onu sakat bırakan topallığı yüzünden. | Open Subtitles | جعلته مصاباً بالشلل منذ طفولته |
Brian Çocukluktan beri kendini bir elle resmediyor. | Open Subtitles | برايان) تخيل نفسه بيد واحدة) منذ طفولته |