uzun zamandır böyle hissediyordum hep sorun bende diye düşündüm. | Open Subtitles | كنتُ أشعرُ على هذا النحو منذ وقتٍ طويل وظننتُ بأني |
uzun zamandır görmediğim yeğenimi bulmak için. | Open Subtitles | حتى أجد إبنة أخي التي لم أراها منذ وقتٍ طويل |
Burası epey soğuk. uzun zamandır bekliyoruz. | Open Subtitles | . الجو شديد البرودة هنا ننتظر هنا منذ وقتٍ طويل |
Eğer bunu yapmak isteseydim uzun zaman önce yapar ve kaybolurdum. | Open Subtitles | لو أردتُّ أن أفعل ذلك، لكنت سأفعلها منذ وقتٍ طويل وأختفيت. |
Çok uzun zaman önce burada bir köprü olabileceğini sanıyorum. | Open Subtitles | ، أعتقد أنه من الممكن وجود واحداً هنا منذ وقتٍ طويل |
Uzun süredir tanışıyoruz. | Open Subtitles | تَبْدو مثل أمِّي عَرفنَا بعضنا منذ وقتٍ طويل أنا لا أؤمنُ بالسحر |
uzun zaman oldu, değil mi? | Open Subtitles | لم نذهب للسينما منذ وقتٍ طويل. |
Ve yaptığıma da inanamıyorum ve çok uzun zamandır yapmak istediğim için değil ama çok gergindim. | Open Subtitles | ليس فقط لأنني أردتُ فعله منذ وقتٍ طويل, أو لأنني كنت متوتراً جداً. |
Az evvel söylediğin her şeyi duymak için zor uzun zamandır bekliyordum. | Open Subtitles | كل شيء قلته للتو, كنت أريد سماعه منذ وقتٍ طويل. |
Geri bakıp düşündüğümde, uzun zamandır mutlu değildi... | Open Subtitles | حين أفكّر بالأمر , فهي لم تكن سعيدة منذ وقتٍ طويل |
uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla ilgili üzücü bir haber aldım da. | Open Subtitles | فقط كنتُ أسمع قصّة حزينةً عن صديقٍ لنا والذي لم أره منذ وقتٍ طويل |
Ve uzun zamandır ilk kez gelecek için çok heyecanlıyız. | Open Subtitles | و للمرة الأول منذ وقتٍ طويل نحن في قمة الحماسة بشأن المستقبل |
uzun zamandır bu kadar gergin olmamıştım, altıma yapacağımı düşündüm. | Open Subtitles | أنا .. لم أتوتَّر بهذا الشكل منذ وقتٍ طويل فقد إعتقدتُ بأنني سأبلِل سروالي |
Gördüğüm bir sürü şey gerçek oldu ve uzun zamandır bekliyorum. | Open Subtitles | من الأشياء الكثير من الأشياء تتحقق و كنتُ أنتظر منذ وقتٍ طويل |
Çok uzun zamandır bu ânı bekliyordun, değil mi? | Open Subtitles | كنتِ تنتظرين تلك اللحظة منذ وقتٍ طويل , أليس كذلك؟ |
Artık çıkmıyoruz. uzun zaman önce ayrıldık. | Open Subtitles | نحنُ لا نتواعد بعد الآن لقد إنفصلنا منذ وقتٍ طويل |
Damarlarla ilgili bir sorun olsaydı semptomlar uzun zaman önce görülürdü. | Open Subtitles | إن كانت هناك مشكلة وعائيّة لظهرت أعراضه منذ وقتٍ طويل |
Kendi dedektifimi tuttum. Bunu uzun zaman önce yapmalıydım. | Open Subtitles | لقد عيّنتُ محقّقي الخاصّ، كان يجدر بي فعل ذلك منذ وقتٍ طويل |
Uzun süredir bu kadar bilgilendirici bir yemek yememiştim. | Open Subtitles | حسناً، أيها الشاب، لم أحظى بوجبة غنية بالمعلومات كهذه منذ وقتٍ طويل |
O kişi bunun olmasını umuyor ve Uzun süredir de hazırlıyordu bu trajediyi. | Open Subtitles | و أود أن أكشف عن هذا الشخص الذي كان يتمنى وقوع هذه المأساة و حَثَ عليها منذ وقتٍ طويل |
Yaşlandım ve oyundan çekileli uzun zaman oldu. | Open Subtitles | أنا عجوز وقد تركت اللعبة منذ وقتٍ طويل |
uzun zaman önceydi ve şartlar farklıydı. | Open Subtitles | تلك كانت منذ وقتٍ طويل, و تحت ظروف مختلفة. |
Orada bir kızı varmış ama uzun süre önce ilişkisini kesmiş sanırım. | Open Subtitles | يظهر أن لديه ابنة هناك، لكنها تخلت عنه منذ وقتٍ طويل |