| Bu kadınla çocuğu Roma'daki evime gönderilsin. | Open Subtitles | هذه المرأة هي و طفلها يتم نقلهم إلى منزلي في روما |
| Kocama geri dönemem. Ben evime geri dönmek istiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع العودة الى زوجي أريد أن أذهب إلى منزلي في الولايات المتحدة |
| Saat 8'de evime gel. Eğer gelmezsen ne olacağını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعالي إلى منزلي في الثامنة ،، إذا لم تاتي تعرفين ما سوف يحدث، صح؟ |
| 2 saniye içinde dönerim. Aslında, Evim buradan birkaç dakika uzaklıkta. | Open Subtitles | منزلي في الحقيقة يبعد أربعين دقيقة عن هنا |
| Rosa, gringoya acele etmesini söyle. Evim keşmekeş içinde. | Open Subtitles | روزا، أخبري الغرينغو أن يسرع منزلي في حالة فوضى |
| Kirâ sözleşmemi uzatıyorum ve Los Angeles'taki evimi de satmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | سأقوم بتمديد إقامتي هنا وأفكر في بيع منزلي في لوس أنجلوس. |
| Pekala, 2'de benim evimde olmanı istiyorum ve bana yardım etmek için hazırlan. | Open Subtitles | حسناً أريدك أن تمري عليَّ في منزلي في الثانية مساءً لتساعديني في التحضير |
| Akşamın dokuzunda evime gelip kapımı yumrukluyorsun | Open Subtitles | ولكنك تأتي إلى منزلي في التاسعة مساء، وتحاول كسر باب بيتي |
| Gecenin bir yarısı atlayıp evime gelemezsin öylece. | Open Subtitles | لا يُمكنك المجئ إلى منزلي في منتصف الليل. |
| Sabahın üçünde evime gelip, bana acil bir durum olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد اتى الى منزلي في الثالثه صباحا , وقال بأن الامر مهم |
| Diğer ilginç olan şeyse, dışarı çıktığımı bildiğin gün evime ilk defa hırsız girdi. | Open Subtitles | هو اقتحام منزلي في الوقت الذي تعلم أني سأكون فيه بالخارج |
| Son birkaç ayda evime getirdiğin paketlerle ilgili. | Open Subtitles | أريد أن أسأل عن التوصيلات التي تقوم بها إلى منزلي في الشهور الأخيرة |
| Yaşadığım yere, evime, New York'a geldim. | TED | رجعت إلى منزلي في نيويورك،حيث أعيش. |
| Saat 19:00 gibi evime döndüm. | Open Subtitles | وعدت إلى منزلي في حوالي الساعة السابعة |
| Memleketimizin kahramanı bizzat evime gelmiş. | Open Subtitles | بطل المدينة هنا في منزلي في غرفة جلوسي |
| Evim berbat durumda, havuzum kir içinde, arabam kusmuk kokuyor. | Open Subtitles | منزلي في فوضى، حمام السباحة قذر سيارتي تفوح منها رائحة تقيؤ |
| Sonrasında da bir anda kendi Evim olan New Hampshire'de aramak yerine Texas'da aramam gerektiğini fark ettim. | Open Subtitles | ثم وصلت لمرحلة الفرحة وادركت أني مضطر للتنقيب في تكساس بدلًا من منزلي في ولاية نيوهامبشاير |
| Evim tam bir felaket ve yapmam gereken milyonlarca şey var, yani-- | Open Subtitles | منزلي في أسوأ حال ...و لدي مشاوير كثيرة أقضيها، لذا |
| * Ve Evim Idaho'yu * | Open Subtitles | و منزلي في ايداهو |
| - Sabahın üçünde neden evimi gözetliyordun ki? | Open Subtitles | أنا آسفة,لقد رأيت نورك يضاء و أصبحت قلقة لماذا كنتِ تنظرين الى منزلي في الساعة الثالثة صباحاً |
| JC: evimde sihirli bir oda var Kuzey Londra'da, orada biryerlerde | TED | جيكوب: أنا لدي غرفة سحرية في منزلي في شمال لندن، |