Kralın masasında binlerce bağışlama olmalı. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ يَكُونَ آلافَ عمليات العفو في منضدةِ الملكَ. |
Yemek masasında babam konuşmadığı sürece kimse konuşmazdı. | Open Subtitles | في منضدةِ الطعام التي أنت لا تَستطيعُ أَنْ تَتكلّمَ مالم تَكلّمَ مع أولِ مِن قِبل أبي. |
Arkadaşım olduğundan sana bir istisna yaptım. Asıl sürpriz ise bir masa dolusu restoran eleştirmenini de yanımda getirdim. | Open Subtitles | l إستثنىَ وجَلبَ كامل منضدةِ نقّادِ المطعمِ. |
Doğranmış cesetler, derileri yüzülüp masa örtüsü olarak kullanılanlar. | Open Subtitles | - لا تتكلّمُي،فال. الأجسام قطّعتْ،مَسْلُوخة مَثْرُومة ومستعملة كزينة منضدةِ. |
Yemek masasına yapacağınız büyük yolculuk öncesi dinlenin. | Open Subtitles | إستراحة فوق لتلك الرحلةِ الكبيرةِ إلى منضدةِ العشاءَ. |
Yemekten sonra yemek masasının üstünde becerdiği gibi. | Open Subtitles | بَعْدَ العشاءِ، على منضدةِ المطبخِ |
Başlangıç için en yüksek kart 58 numaralı masada. | Open Subtitles | نحن سَبطاقةُ عاليةُ للزرِّ على عددِ منضدةِ 58. |
Mutfak masasındaki peniler, beşlik ve onluk sentlerden beri işi büyütmüşsünüz. | Open Subtitles | تَتقدّمُ كثيراً منذ بنساتِ، النيكل والدايمات على منضدةِ المطبخَ. |
Doktorların masasında boş yer var mı? | Open Subtitles | هناك غرفةُ لواحد أكثرِ في منضدةِ الأطباءَ؟ |
Dün yemek masasında oturamayan bir kız bugün üniversitede bir sandalye sahibi. | Open Subtitles | البنت التي لم تَستطيعُ أَنْ تجلسْ علي منضدةِ الطعام. لها مقعد في الجامعةِ اليوم. شيء لا يصدق |
Peniler, beş ve on sentlikler; mutfak masasında. | Open Subtitles | البنسات، نيكل، ودايمات على منضدةِ المطبخَ. |
masa numaramız 105. | Open Subtitles | إستمعوا، الآن هَلْ كلنا في منضدةِ 105؟ |
Her masa için bir ketçap şişesi. | Open Subtitles | قنينة صلصةِ واحدة لكلّ منضدةِ. |
Lütfen buyrun. En iyi masa, özel konuğum için. | Open Subtitles | أفضل منضدةِ لضيفِي الشهيرِ. |
Ben Masalcı Kadın Penny ile "kaybedenler masasına" oturacağım. | Open Subtitles | أنا سَأكُونُ أسعدَ في منضدةِ الخاسرين ببنسِ العمّةِ، سيدة القصّةَ. |
Sonra onları burada bırakıp kumar masasına geri gittiğini söylüyor. | Open Subtitles | ثمّ تَركَهم في الشراشفِ وعادَ إلى منضدةِ الفضلاتَ. |
Tekrar pazarlık masasına oturacağız | Open Subtitles | نحن سَنَعُودُ إلى منضدةِ المساومة. |
Açık büfe masasının yanında boşalımdan bahsetmesek olur mu? | Open Subtitles | إستمعْ، يُمْكِنُ أَنَّنا لَسنا... يُمْكِنُأَنَّنالَسنا يَقْذفُ الكلامُ في منضدةِ المقصفَ؟ |
Mutfak masasının üzerindeki gibi. | Open Subtitles | مثل على منضدةِ المطبخَ. |
- Babamın masasının üstünde. | Open Subtitles | - وعلى منضدةِ أَبِّي. |
- Larry King, altı numaralı masada. | Open Subtitles | لاري كينج في منضدةِ ستّة. |
- Michael Jordan sekiz no'lu masada! | Open Subtitles | مايكل، الأردن في منضدةِ ثمانية! |
Git, Amy'nin masasındaki evrakları imzala. | Open Subtitles | إذهبْ ووقع الورقة على منضدةِ أيمي. |