Bu yüzden ailesi onun orduya katılmasına izin vermedi. | Open Subtitles | وبسبب ذلك منعته عائلته من الإنخراط في الجيش. |
Ama annem bunu yasakladı! Onun benim altımda olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لكن امي منعته لانه تعتقد أنه أقل مني في المستوى |
Bir çocuğu öldürmeyi reddetmekle kalmayıp onun kendisini öldürmesini de engelledin ki bu benim sorunumu da, senin sorununu da ve görünen o ki elemanın sorununu da kökten çözecek bir durumdu. | Open Subtitles | وإنما أيضا منعته من الانتحار الذي كان يمكن أن يحل مشكلتي والذي كان يمكن أن يحل مشكلتك |
Kadınlarla yakın ilişkiler kurmasını engelleyen çok sayıda fobisi vardı. | Open Subtitles | كان لديه العديد من المخاوف التي منعته من عمل علاقات بالنساء |
Böylece çift taraflı kazanç çözümünün ülkesine yardım etmesine engel olan kurallarla takılıp kaldı. | TED | لذلك علق بالقوانين التي منعته من مساعدة بلاده بقاعدة الربح للطرفين. |
O ölmek istiyordu ve ben durdurdum. Bu nedenle ölmesini istiyorum. | Open Subtitles | أراد أن يموت ولكننى منعته لذا اريده أن يموت |
Ona orayı yasakladım ama kafasına göre hareket ediyor işte. | Open Subtitles | لقد منعته من الذهاب .لكنه يفعل ما يحلو له |
Kaçmasını engelledim ve ölümünü kesinleştirmek için bir şans yarattım. | Open Subtitles | لقد منعته من الهروب و وضعت الخطة المناسبة التي تضمن موته |
Ron üzgün çünkü dün onun arabayı sürmesine izin vermedim. | Open Subtitles | رون "غاضب لاني منعته" من السياقة ليلة أمس |
Bu yüzden ailesi onun orduya katılmasına izin vermedi. | Open Subtitles | وبسبب ذلك منعته عائلته من الإنخراط في الجيش. |
Annem ölürken hastaneye gidip onu görmesine izin vermedi. | Open Subtitles | لقد منعته من رؤية والدتي في المشفى عندما كانت تحتضر |
Vince'in dedikoducu kız kardeşinin kulağına gideceğini biliyordum. Ve gitti de, o da annesine söyledi, annesi de sinirlendi, ve Vince'in seninle gitmesine izin vermedi. | Open Subtitles | ووصلتها فأخبرت أمها التي غضبت وبعدها منعته من الذهاب معك |
O ve Alyssa dün kavga ettiler, ve Alyssa onun sete girmesini yasakladı. | Open Subtitles | هو و(إليسا) قد تعاركا البارحة وقد منعته من المجئ لموقع التصوير |
Okul kurulu yıllar önce yasakladı. | Open Subtitles | ادارة المدرسة منعته منذ سنوات |
Bile bile hastanedeki çocuğunun yanına gitmesini engelledin. | Open Subtitles | أنّك منعته من زيارة طفلته الراقدة في المستشفى. |
- Doktor gelmesini engelledi, komutan. - Sen engelledin, Lawrence. | Open Subtitles | الطبيب منعه من الحضور - أنت منعته يا ( لورنس ) - |
Zzyzx'in onu kontrol edebilmesini ve bizim de zihnindekini almamızı engelleyen işte bu. | Open Subtitles | هذا ما منعته زايزكس من القدرة على التحكم به .. وما سوف تمنعنا من |
Görünüşe göre, Helen adamın AVM'yi inşa etmesini engelleyen kişiymiş. | Open Subtitles | يبدو أن (هيلين) منعته من بناء مركزه الضخم |
Onun için sadece siyah bir heykelcikti... ancak muhalif doğası onu bana satmasına engel oldu. | Open Subtitles | كان بالنسبة له, تمثالا اسودا مطليا بالميناء, ولكن, طبعه وكبرياءه منعته من بيعه, |
Başkan Yardımcısı bu süreci başlattı çünkü onu Orta Doğu'ya nükleer bir saldırı düzenlemeden durdurdum. | Open Subtitles | نائب الرئيس بدأ هذه العملية لأنى منعته من إطلاق ضربة نووية ضد الشرق الأوسط |
- Hepsi benim suçum. Gerçekten de yasakladım. | Open Subtitles | وهذا بالفعل ,انا منعته |
Kafasına silahı dayamış haldeydi bu sabah. Son anda engelledim. | Open Subtitles | لقد صوب مسدسا محشوا لرأسه هذا الصباح وأنا منعته |
Kardeşi bana dokunmaya çalıştı, ben de izin vermedim. | Open Subtitles | اخاها حاول التحرش بي وقد منعته |
Benzer sebeplerden, başkalarının isteği üzerine hazırlamıştım ama bana yanlış bilgi verdiklerini anlayınca vazgeçtim. | Open Subtitles | "صنعته لآخرين بموجب أسباب مماثلة" لكنهم استعطفوني بمزاعم كاذبة، لذا منعته عنهم" |