ويكيبيديا

    "منفصلين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ayrı
        
    • ayrıldık
        
    • farklı
        
    • ayrılmıştık
        
    • ayrıyız
        
    • ayrıydık
        
    • ayrılmış
        
    • ayrıldınız
        
    • ayrılmıştınız
        
    • ayrıyken
        
    • ayrılar
        
    • ayrılmak
        
    • ayrılmışlar
        
    Eğer bir insan beyni gördüyseniz, iki yarıkürenin birbirinden bütünüyle ayrı olduğu aşikardır. TED إذا سبق ورأيتم مخ بشري يتضح أن النصفين الكرويين منفصلين تماماً عن بعضهما.
    Kriptolojideki 3 yıllık çalışmanız sırasında iş ve zevki ayrı tutmayı başardınız. Open Subtitles خلال الثلاث سنوات لكى فى الكربتولوجى خططى لتبقى العمل و المرح منفصلين
    Kriptolojideki 3 yıllık çalışmanız sırasında iş ve zevki ayrı tutmayı başardınız. Open Subtitles خلال الثلاث سنوات لكى فى الكربتولوجى خططى لتبقى العمل و المرح منفصلين
    Hayır dedi, ama bak neredeyiz. Daha yeni ayrıldık yaptığı ilk şey bu! Daha yeni ayrılmadınız. Open Subtitles قالت لا ولكن الان نحن الأن فقط منفصلين و اول شئ تفعله
    Fakat, kanunları evrim ve ilk hal şeklinde ikiye ayırmak zamana bağlı ve mekanın ayrık ve farklı olmasını gerektiriyor. TED الا أن هذا التقسيم الي قوانين للتطور وحالات أولية يعتمد على كون الزمن والفراغ منفصلين ومتاميزين.
    Onunla zaten ayrılmıştık , ama birden ortaya çıktı ve ailemle tanışmak istedi. Open Subtitles كنا منفصلين عن بعض, و لكنها ظهرت و أرادت أن تقابل عائلتى
    Şimdilik ikisini ayrı odalarda tutacağız ama rekabetleri sorun yaratabilir. Open Subtitles يمكننا أن نبعدهم منفصلين الآن لكن هذه الخصومة تبدو مشكلة
    Şu an biraz ayrı düşmüş durumdayız ama biraz tuhaf davranıyordu. Open Subtitles نحن منفصلين قليلاً في الوقت الراهن لكنها تتصرف بغرابة بعض الشيء
    İşim aracılığıyla insanların doğadan ayrı olmadıklarını ve herşeyin birbirine bağlantılı olduğunu aktarmaya çalışıyorum. TED أحاول من خلال عملي إظهار أن البشر ليسوا منفصلين عن الطبيعة وأن كل شيء مترابط.
    Yeni doğmuş bebeklerin kendilerini her şeyin bir parçası olarak gördüklerini bilirsiniz; ayrı değillerdir. TED تعرفون كيف المواليد الصغار يعتقدون أنهم جزء من كل ما يحيط بهم؛ أنهم ليسوا منفصلين بذاتهم.
    Doğa, kalplerimizi açar ve farkına varmamızı sağlar biz doğanın bir parçasıyız ve biz ondan ayrı değiliz. TED إنها تفتح قلبنا , و تجعلنا نستوعب أننا جزء من الطبيعة و أننا لسنا منفصلين عنها.
    Ve beyine baktığınız zaman, her iki beyin korteksinin birbirlerinden tamamen ayrı olduğu açıkça görülür. TED وعندما تنظرون إلى المخ، فإنه من الواضح أن النصفين منفصلين تماماً عن بعضهما
    Algı çerçevemiz genişledikçe, beraberinde merak da artar; doğadan ayrı değil, doğanın birer parçası olduğumuzun farkına da varırız. TED ومع قدرة أكبر على الفهم تنشأ قدرة أكبر على التساؤل، إدراك أعظم بأننا جزء من ولسنا منفصلين عن باقي الطبيعة.
    Kenar kısımlarda iki ayrı kesikten aletlerle içeri giriyoruz ve ardından dokuda işleme başlayabilirsiniz. TED نقوم بإدخال المعدّات, من جُرْحين منفصلين في الجانب, وبعد ذلك يمكنك البدء في التعامل مع الأنسجة.
    Bağımsız lifler iki elin parmak uçlarından çıkıyor ve birleşerek iki ayrı kol oluşturuyor. Open Subtitles تنساب شعيرات منفصله وتنتشر من أطراف أصابع كلا اليدين ويتحدوا لتشكيل جدولين منفصلين
    - Sudan çıktı. Ama ondan sonra ayrıldık. Open Subtitles لقد خرجت من الماء لكن هكذا أصبحنا منفصلين
    Başbakanın dediğine göre, General Zilong ve diğer iki generale bağlı birlikler burada iki gruba ayrılacak ve farklı yönlere gidecekler. Open Subtitles رئيس الوزراء يقول وحدات الجنرالين الشابين والجنرال زيلونع ينقسموا إلى مجموعتين ويذهبوا في طريقين منفصلين
    Karımı çalmadın. ayrılmıştık ve bu adil. Open Subtitles أنت لم تسرق مني زوجتي، لقد كنا منفصلين ويبدو الأمر منصفاً
    Ama şu an ayrıyız ve Marshall şöyle dediği zaman... Open Subtitles لكن الآن .. نحن منفصلين .. لذا بعد أن يقول مارشال..
    O zamanlar Peter ve ben ayrıydık, ...bu nedenle bu mümkün değil. Open Subtitles أنا وبيتر كنا منفصلين في ذلك الوقت إذًا هذا الكلام مستحيل
    Fakat onların uzun, aynı uzunluktaki ve noktalarla ayrılmış cümlelerde görüldüğünü hayal edin. TED لكن تصور أنهم موجودين في قائمة طويلة من الجمل الأخرى، جميعهم بنفس الطول، وجميعهم منفصلين بإستخدام النقط.
    Biliyorum Christina ve sen ayrıldınız, fakat sen iyi olur musun... ben ve o, bilirsin, arkadaş kalırsak, haklı mıyım? Open Subtitles أعلم أنك أنت و كريستينا منفصلين لكن أنت موافق أنا و هي, تعلم, على أن نكون أصدقاء
    - Siz ayrılmıştınız. - Ne kadar süreliğine? Bir hafta? Open Subtitles كنتم منفصلين لمدة بسيطة اسبوع ساعة..
    Çünkü bu biz ayrıyken yaptığın bir şeyle alakalı değil. Open Subtitles لأن هذا ليس متعلق بأي شيء فعلته بينما نحن منفصلين
    Fiziksel olarak ayrılar, ama bilinçleri ortak. Open Subtitles منفصلين عن بعضهم مادياً ولكن لهم إدراكاً جماعياً
    Hoş değil biliyorum o kuzenimin kocasıydı... ama yani ayrılmak üzerelerdi. Open Subtitles أعني، لقد كان زوج إبنة عمي وأنا أعلم أن هذا خاطيء ولكنهما كانا منفصلين
    Boşanmışlar, evlenmişler, ayrılmışlar, barışmışlar, onun fikri, bunun fikri. Open Subtitles هل هم مطلقون او متزوجون حديثا كانوا منفصلين ثم تصالحو مجددا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد