İyi de geçeceklerin sayısı gelecek aşamalara bağlı değil mi? | Open Subtitles | لكن أليس نجاحهم من عدمه منوط بالمراحل المُقبلة من الاختبارات؟ |
Bir konuda yardımına ihtiyacım olabilir. Olayların nasıl gelişeceğine bağlı. | Open Subtitles | ربّما أحتاج مساعدتكَ في شيء، هذا منوط بماهيّة تطوُّر الأمور. |
Ama sana söylemeliyim ki bu tamamen bana bağlı değil. | Open Subtitles | وأنت ِ موهوبه ومصممه بشكل كبير ولكن الأمر ليس منوط بي وحدي |
Ne kadar acı çekmek istediğin sana kalmış. | Open Subtitles | الأمر منوط بمقدار ما تريد أن تتأذى لأجل ذلك |
Ne kadar acı çekmek istediğin sana kalmış. | Open Subtitles | إن الأمر منوط بمقدار ما تريد أن تتأذى لأجل ذلك ؟ |
Bu bana bağlı değil. Bu sana bağlı değil. Bu, jüriye bağlı. | Open Subtitles | هذا ليس منوطاً بي و بكِ هذا منوط بهيئة المحلفين |
Bu çocuk doğacak ve onun hayatındaki yerin tamamen sana bağlı. | Open Subtitles | سأنجب هذا الطفل لكنّ دورك في حياته منوط بكَ |
Hepsi canavarların kim olduğunu düşündüğüne bağlı. | Open Subtitles | حسناً، هذا منوط بظنّكِ فيمن ترينهم وحوشاً. |
Onu bu yolda tutmak bize bağlı. | Open Subtitles | الأمر منوط على كل واحد منكم بأن يبقيه في ذلك الطريق |
Anlaşmalarına bağlı. Ki böyle bir anlaşma yok. | Open Subtitles | هذا منوط بعقدها، و الذي لا نملك نسخة منه. |
İç Güvenlik içeri girecek olursa ördek gibi avlanırlar. Her şey sana bağlı ahbap! | Open Subtitles | عندما يدخل رجال الأمن القومي سيكون هناك إطلاق نار كثير هنا، الأمر منوط بك يا صاح. |
Bu sadece bizi o duruma sokacak şeye bağlı. | Open Subtitles | الأمرُ منوط فقط، بالسبب الذي سيضعنا بذلك الموقفِ، |
Ancak bu güçle ne yaptığınız tamamen size bağlı. | Open Subtitles | لكن ماستفعلونه بتلك القوّة في النهاية منوط بكل فرد منكم على حِدًا |
Gecikmiş kirayı ödedim. Artık gerisi sana kalmış. | Open Subtitles | لقددفعتالإيجارالمتأخر، الأمر منوط لك الآن |
Dikkatlerini çektikten sonra, dikkatleri üzerinde tutmak sana kalmış. | Open Subtitles | حالما تستحوذ على انتباههنّ، فالأمر منوط بك لإبقاء المُحادثة جارية. |
Artık bu konuda ne karar vereceğin sana kalmış. İzninle. | Open Subtitles | وقراركِ بالسماح لنا بفعل ذلك منوط بكِ، والآن إعذريني. |
Hava sahamızı korumak Gizli Servis ve Hava Kuvvetlerine kalmış. | Open Subtitles | إن الأمر منوط بـ أمن الرئاسة ...و القوات الجوية لكي يحموا فضاءنا الجوى... |
Gellar'la işim bittikten sonra hayatını nasıl şekillendireceği Travis'e kalmış. | Open Subtitles | ما يفعله بحياته حين أفرغ من (غلر) أمر منوط به |
Deniz aşırı bir görevde paravan bir kimliğe bürünecekseniz asıl Mesele hep ufak tefek şeylerde biter. | Open Subtitles | عندما تعمل تحت هوية مستعارة في خارج البلاد كل شيئ منوط بالأمور الصغيرة |
- Peki oraya gitmenin en iyi yolu ne? Şimdi, bu değişir. En güvenli yol, kıyı şeridini takip etmek. | Open Subtitles | هذا شأنٌ مرهون، الطريق الأئمن منوط بالساحل. |
Hepsi büyüdüğünde ne olmak istediğinle alakalı bebeğim. | Open Subtitles | الأمر بأسره منوط بما تودّين غدوّه حين تكبرين يا حبيبتي. |
Duruma göre değişir. | Open Subtitles | ذلك منوط. |
Bence sadece Laurel'a verdiği söz için yapmıyor bunu. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الموضوع منوط بما يتعدّى (لورل). |