Atalarımızın uğruna savaşıp öldüğü şeyler için çarpışacağım. Doğru mu? | Open Subtitles | أنا سأحافظ على حقوق ,أجدادنا حاربوا وماتوا من أجلها ؟ |
Sanırım yaradılış felsefemize inanmayan ve ülkemizi sevmeyen bu elitler askerlerimizin uğruna öldüğü ülkemizi Amerikalıların dışındaki insanlara satmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أنّ هذه الفئة التي لا تؤمن بدستورنا ولا تحب البلد يجب عليهم إتباع القوانين, التي قاتل جنودنا من أجلها |
- Onun adına seviniyorum, Charlotte. - Ondan çok hoşlanmışa benziyor. | Open Subtitles | ـ أنا سعيدة للغاية من أجلها ياشارلوت ـ تبدو سعيدة به |
- Arzu ettiğim - uğrunda savaşmaya değer bir kız | Open Subtitles | أتمنى لو كان عندي أي فتاة تستحق القتال من أجلها |
İşin aslı bunun için sağ kalmam gerektiğini tamamen unutmuşum. | Open Subtitles | نسيتُ تمامًا أنه كان عليّ أن أعيش من أجلها بالفعل |
Evet. Seninde Onun için bir kaç fikrin varmış gibi gözüküyor. | Open Subtitles | نعم , يبدو أن لديك بعض الأفكار من أجلها هي أيضاً |
- Onun için bir şarkı istedi. | Open Subtitles | وأسنانها بيضاء .. وأعد أغنية من أجلها |
Yaptığım her şey uğruna savaştığım her şey, onun içindi. | Open Subtitles | كل ما فعلته، كل ما حاربتُ لأجله كان من أجلها |
Kız adamın hayatındaki en önemli şeydi. Onun uğruna her şeyden vazgeçti. | Open Subtitles | لقد كانت شيء مهم بالنسبة له لقد ضحى بكل شيء من أجلها |
uğruna kıçınızı yırttığınız paranız, büyük sunucuların fiber optik kablolarında gezinen birkaç ışık parçasından başka bir şey değil. | Open Subtitles | نقودكم، تلك الّتي تفلسون مؤخراتكم من أجلها ليست سوى فوتونات قليلة من الطاقة تنتقل عبر شبكة ألياف بصرية ضخمة |
Atalarımızın uğruna savaştığı siyasi bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık olmadan bir anlam ifade etmiyor. | TED | الحرية السياسية التي من أجلها حارب أسلافنا لا معنى لها من دون الحرية الاقتصادية. |
Bağışlayın, efendim ama uğruna savaştığım toprak, kendim için değildi. | Open Subtitles | سامحنى يا سيدى و لكن الأرض هى ما قاتلت من أجلها و ليس من أجل نفسي |
Onun adına evini sattım. Ona para kazandırdım. | Open Subtitles | لقد بعت المنزل من أجلها وكونت لها ثروتها |
Onun adına sevindin, öyle mi? | Open Subtitles | ليس أنني لست سعيدة من أجلها أنا سعيدة لها |
Okuldaki beyaz saçlı hamile bayanı düşününce Onun adına üzüldüm. | Open Subtitles | تعلمي , أنا أفكّر بالفتاة الحامل صاحبة الشّعرِ الرمادي من المدرسة و أنا أشعر بالسّوءِ من أجلها. |
Lycanlar ondan her ne istiyorsa... oğlun bunun uğrunda ölmeye değer olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | مهما كان مايُريده الـمُستذئبين منها إبنك كان يعرف بإنه يستحق الموت من أجلها. |
Ve İslam için. Bunlar uğrunda ölünecek fikirlerden sadece birkaçı. | TED | هذه مجرد بعض الأفكار التي تضحى الحياة من أجلها. |
Bu hakikaten harika bir özellik ve bunun için özür dilemen gerekmez. | Open Subtitles | و هذه فعلا سيماء باهرة ، و لست مضطرا للإعتذار من أجلها |
Bunu talep etmedik, bunu arzulamadık ve kesinlikle bunun için savaşmadık. | TED | و لم نطلبها و لم نؤكد عليها، وبالتأكيد لم نحارب من أجلها. |
Bu hikâyeden öyle etkilendim ki, Onun için bir parça yazdım. | TED | حسنًا، انبهرتُ بهذه القصة، وكتبتُ هذا المقطع من أجلها. |
- Onun için düğünümü iptal ettim. | Open Subtitles | انا احبها ألغيت زواجي من أجلها |
Bundan ayri olarak da gitmesini istemistim, kendisi için. | Open Subtitles | لكن أكثر من ذلك، أردتها أن ترحل، من أجلها. |
O'nun için yapabileceğim birşey olsaydı. Herhangi birşey. | Open Subtitles | كنت سأفعل أي شيء من أجلها أي شيء |
Bu haklar onlar için savaşan ve kendilerini feda eden kişilerce kazanıldı. | TED | بل اكتسبها أناسٌ ناضلوا من أجلها وضحّوا من أجلها. |