Sonrasında anladım ki; tüm yapılanların hiçbiri benim için değilmiş. | Open Subtitles | عندئذٍ عرفت أن لا شيئ من ذلك كان من أجلى |
benim için ya da çocuklar için bunu değiştirmeye çalışma. | Open Subtitles | لا تحاول تغيير ذلك من أجلى أو من أجل الأطفال |
O zaman benim için öldür onları, orospu. Hangi konuda iyisin? | Open Subtitles | إذن ، إقتليهم من أجلى يا عاهره فماذا أنتى بارعه فى؟ |
İşleyiş nedir bilmiyorum, ama sizde benim için bir şey var. | Open Subtitles | لا أدرى كيف يمضى هذا الأمر لكن لديك شىء من أجلى |
Hey Whitey. Dinle, benim için yaptığın her şeyi takdir ettiğimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | مرحباً يا وايتى، أردت أن أخبرك أنى أقدر كل شىء فعلته من أجلى. |
Ve kimse benim için gelmeyecek. Beni bir yerlerde bekleyen de yok. | Open Subtitles | ولا أحد جاء من أجلى لا أحد توقع أنى فى أى مكان |
benim için böyle bir anlaşma yapamazsın. Yokluk içinde yaşamayı tercih ederim. | Open Subtitles | لن توقع مثل هذا العقد من أجلى أفضّل أن أصبر علي حاجتى |
Sen tüm bunları benim için yaptın, bense sana hiçbir şey veremedim. | Open Subtitles | ولكنك قمت بكل هذا من أجلى وأنا لم أقوم لكِ باى شيء |
En son ne zaman birinin benim için yumruk attığını hatırlamıyorum. | Open Subtitles | فأنا لا أتذكر أخر مرة ضرب فيها فتى لكمة من أجلى |
Eğer sana bir zaman, tarih ve mekan verseydim sence bu sunucuyu hackleyip, benim için bir kaç görüntü çıkarabilir miydin? | Open Subtitles | لو أعطيتك الوقت و التاريخ والمكان فهل من الممكن أن تخترق هذا السيرفر ؟ وتحصل على بعض اللقطات من أجلى ؟ |
Kraliçe'nin kellesi cellatın kütüğünden uçtuğunda bunu benim için O'na at. | Open Subtitles | عندما تقود الملكة للهارج الى الجلاد القى هذا عليها من أجلى |
Ama hak yolundan gitmek istiyorsan, iddia ettiğin gibi, bunu benim için yapacaksın. | Open Subtitles | لكن إذا كنت تقدس الحقيقة، هذه طريقتك للدعاء، سوف تفعل ذلك من أجلى. |
Onunla gitmene seviniyorum. benim için ona iyi bak. | Open Subtitles | إننى سعيد أنك سوف تذهبين معه اعتنى به من أجلى |
Oradan her geçişimde diyebilirim... benim için hep yapacak bir şeyler bulurdu: | Open Subtitles | يبدو أن فى كل مرة أمر بجانب منزلها يكون لديها شىء صغير : من أجلى لكى أفعلة لها |
Oradan her geçişimde diyebilirim... benim için hep yapacak bir şeyler bulurdu: | Open Subtitles | يبدو أن فى كل مرة أمر بجانب منزلها يكون لديها شىء صغير : من أجلى لكى أفعلة لها |
benim için geldi. | Open Subtitles | لقد جاء من أجلى الملاح الصامت لكى يعبر بى |
Fidanzatomun yokluğunda benim için yaptığın her şeyden dolayı sana minnetimi ifade etmek istedim. | Open Subtitles | أود أن أعرب عن امتناني على كل ما قمت به من أجلى أثناء فترة غياب خطيبى. |
Eğer kalkmak istiyorsan benim için bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن ذلك عليك أن تقوم بشيء من أجلى |
benim için, bir şey yaptıysan sonra ne oldu? | Open Subtitles | كان يمكنك أن تفعل شيئاً من أجلى بعد ما حدث |
Eleanor, Maddie'yi benim yerime öp onu sevdiğimi söyle, olur mu? | Open Subtitles | إليانور ، فلتقومى بتقبيل مادى من أجلى ـ قولى لها أننى أحبها ، حسناً ؟ |
Eğer bir haftalığına gidersem bana bir şans verir misin? | Open Subtitles | هل ستعتني بالأمر من أجلى إذا سافرت أسبوعا من الزمن؟ |
- Gazzo'ya benden söz et. İyi biri olduğumu ve korkusuz olduğumu söyle. | Open Subtitles | فلتكلم جوزو من أجلى انا شخص جيد ولايمكن أزعاجى |
Eve gidiyorum. Lütfen, benim adıma babana teşekkür et. | Open Subtitles | سأذهب إلى المنزل رجاءً إشكرْ أبّاكَ من أجلى |
- Neyi kastettiğinin farkındayım! Annene Eugene Morgan'ı buraya kendim için çağırttığımı ima ediyorsun. | Open Subtitles | إنك تحاول الإيحاء بأننى أطلب من أمك دعوتهما من أجلى |
Eğer istediğini yaparsam, sen de bana bir iyilik yapar mısın? | Open Subtitles | اذا حققت لك ما فى خيالك هل تفعل شيئا من أجلى |