Buraya tek bir şey için geldim ama karar verdim iki şey ile ayrılacağım. | Open Subtitles | أتيت إلى هُنا من أجل شيء واحد لكنني قررت أنني سأغادر بشيئين |
O günden sonra, tek bir şey için çabaladım. | Open Subtitles | بعد ذلك اليوم انا كافحت من أجل شيء واحد |
Omurga tek bir şey için tasarlandı. | Open Subtitles | تم تصميمه العمود من أجل شيء واحد |
Hep şimdiye dek sana anlatamadığım tek bir amaç için. | Open Subtitles | من أجل شيء واحد أنني لن أخبرك بهذا حتى الآن |
Öüm evi tek bir amaç için inşa edildi: | Open Subtitles | منزل الموتى بنى من أجل شيء واحد وهو المعاقبه |
Buraya tek bir şey için gelmiş! | Open Subtitles | أنها هنا من أجل شيء واحد فحسب |