Kütüphanede bizleri ziyaret eden birçok ailenin, arkadaşlarımızın çoğunun maddi zorluk yaşadığını biliyoruz. | TED | نحن نعلم الآن أن العديد من العائلات يزوروننا في المكتبة، ويكافح العديد من أصدقائنا ماديًا. |
Bu, arkadaşlarımızın hayran olacağı bir yetenek olmasa bile... | Open Subtitles | ومع انها لم تكن الموهبة التى تثير إعجاب أى من أصدقائنا |
Arkadaşlarımız arasında ev ve çocuk sahibi olan tek kişisin. | Open Subtitles | إنّك الشخص الوحيد من أصدقائنا يحظى بمنزل وطفلة. |
Yalnızca arkadaşlarımızdan ve toprak krallığındaki müttefiklerimizden oluşan bir grupla. | Open Subtitles | فقط فريق من أصدقائنا و بعض الحلفاء من مملكة الأرض |
Bakın, iki arkadaşımız evleniyor, ...ve iki tane düğün de yaklaşıyor. | Open Subtitles | أنظروا, أثنان من أصدقائنا ستزوجان ولدينا أثنان أخرين قريبان من ذلك |
diğer deniz ve askeri güçlerdeki dostlarımız ve müttefiklerimizin birçoğu da iklim riski konusunda çok net görüşlere sahip. | TED | لدى العديد من أصدقائنا وحلفائنا في القوات البحرية والجيوش الأخرى وجهات نظر واضحة في ما يتعلق بأخطار المناخ. |
İsveç'teki dostlarımızdan daha etik davranışlar beklerdim. | Open Subtitles | توقعت معايير أخلاقية أرفع (من ذلك من أصدقائنا في (السويد |
Bu, arkadaşlarımızın hayran olacağı bir yetenek olmasa bile... | Open Subtitles | ومع انها لم تكن الموهبة التى تثير إعجاب أى من أصدقائنا |
İç Güvenlikteki arkadaşlarımızın nezaketiyle dün gece öldürülen adamlarımızın telefon kayıtlarını sana yolladım. | Open Subtitles | مجاملة من أصدقائنا في وكالة الأمن الداخلي، لقد أرسلت للتو الصوت من المكالمة من المدراء التنفيذين الذين قتلوا ليلة أمس. |
FBI Gizli Servisteki arkadaşlarımızın aktivite seviyesini doğruluyor. | Open Subtitles | تأكد مكتب التحقيقات الفيدرالي من النشاط الذي حول لنا من أصدقائنا الأعزاء في جهاز الخدمة السرية |
arkadaşlarımızın çoğu öldü. Biz hala hayattayız. | Open Subtitles | أعني، لازلنا على قيد الحياة بينما الكثير من أصدقائنا ماتوا. |
O zamandan beri ortağım Ashton ve arkadaşlarımızın, akrabalarımızın birçoğu çocuklarını 13. doğum günü gezisine götürürler bu geziyi herkes hem çocuklar için hem de ebeveynler için iyileştirici buluyor. | TED | ومنذ ذلك الحين، قامت رفيقتي أشتون والعديد من أصدقائنا وأقاربنا باصطحاب أبنائهم في جولة عند ميلادهم ال13 حيث كونت نقطة تحول في حياة الأبناء وذويهم. |
arkadaşlarımızın her birini gizlice aradım... | Open Subtitles | لقد اتصلت سرياً بكل واحد من أصدقائنا |
Bahse varım, Arkadaşlarımız arasında bunu söyleyebilen tek bizizdir. | Open Subtitles | ولكننا الوحيدون من أصدقائنا الذين يمكن أن نقول ذلك |
Bu arada isimleri Lewis ve Clark olan çok yakın Arkadaşlarımız var. | Open Subtitles | ملاحظة جانبية: زوج من أصدقائنا اسمهم " لويس وكلارك" |
Arkadaşlarımız Lukas'a destek olmak için geldiler ama burayı kalabalık etmek istemediler. | Open Subtitles | مجموعة من أصدقائنا هنالمساعدة (اوكاس) لكنهم لا يريدون مزاحمتكِ |
Ben sadece bunu arkadaşlarımızdan saklamamızı tuhaf buluyorum. | Open Subtitles | أعتقد إنها بعض من أنواع الصداقة بأننا يجب أن نختفى من أصدقائنا |
Uzun yıllar sonra, kutlama yaparken... 37. evlilik yıl dönümünde... arkadaşlarımızdan biri bize ilk buluşmamızı sorarsa... ne söyleyeceğiz? | Open Subtitles | أعوام من الآن عندما نحتفل بمناسبة عيد زواجنا السابع والثلاثين و واحد من أصدقائنا سأل عن موعدنا الأول |
İşe geri gitmeliyim arkadaşlarımızdan birinin paraya ihtiyacı olursa diye. | Open Subtitles | .. يجب أن أعود للعمل في حالة احتاج أحد من أصدقائنا الآخرين إلى المال |
O'nu arkadaşımız olarak görmeyi bırakmalıyız Ryo Ishida'nın hafızasını yüklediğinden beri öyle olmayı bıraktı. | Open Subtitles | علينا ان نتوقف بالتفكير كأنه واحد من أصدقائنا لقد توقف عن كونه ذلك . في اللحظة التي قام بتحميل |
Şunu da unutmayın. dostlarımız verebileceklerini verdiler. | Open Subtitles | يجب أن تعلم أنه بالإضافة إلى أننا حصلنا على كل ما يمكننا من أصدقائنا.. |
Wall Street'teki dostlarımızdan. Miami'ye mi? | Open Subtitles | (من أصدقائنا فى بورصة (وول سترييت |