kendimizi şu ana daha aşina hale getirmek. | TED | هو التعرف و الإقتراب من أنفسنا في اللحظة الراهنة. |
Aksi takdirde kendimizi, verileri başkalarını yönlendirmek ve kendi çıkarlarını korumak için kullananlara karşı savunmasız bırakırız. | TED | وإلا فنحن نجعل من أنفسنا ضحية سهلة لهؤلاء الذين قد يستخدمون البيانات لخداع الآخرين وتمرير أفكارهم الخاصة |
Kaderlerinin, yapılan hataları düzeltmek, açılan yaraları sarmak, ve bizi kendimizden korumak adına bir araya getirdiği isimsiz, sıradan görünümlü insanlara. | Open Subtitles | , الذين يعيشون بيننا , لا نعرفهم و يبدون طبيعيين الذين جمعهم القدر معاً لاصلاح و علاج و انقاذنا من أنفسنا |
Bu yanlış kavramlarızdan kurtulup, özgürleşmek ve kendimizden çok fazla beklememek için ve basitçe başlamak için teşvik edici bir dürtü. | TED | إنه تحرر من المفاهيم الخاطئة لدينا، وحافز لعدم توقع الكثير من أنفسنا وأن نبدأ ببساطة. |
Pişmanlıklarımızı kabullenmemiz için ikinci yol kendi kendimize gülebilmemiz. | TED | والأمر الثاني الذي يجعلنا نتقبل ونتأقلم مع الندم هو أن نسخر من أنفسنا. |
Onunla bildiğimiz şekilde başa çıkmalıyız ve kendimizin en iyi versiyonu olmalıyız. | TED | نحتاج للتعامل مع ذلك بطريقة يمكننا فعلها، ونحتاج لأفضل نسخة من أنفسنا. |
Amaç, Bizden daha büyük olan bir şeyin hizmetinde bir şeyler gerçekleştirme ihtiyacı. | TED | ووجود الغاية: الشوق لفعل ما نقوم به في خدمة شئ أكبر من أنفسنا. |
Bir şekilde zarı atmanı engellediğim asıl zaman çizgisine dönmek, sonra iyi versiyonlarımızı öldürüp kendi hayatlarımızı geri almak. | Open Subtitles | الذي قمت فيه بإيقاف النرد و بعد ذلك نقوم بتمدير النسخ الطيبه من أنفسنا و نستعيد حياتنا الطبيعيه |
Aşk, kendimizi aşmamıza izin verir. | TED | يتيحُ الحب لنا الوصول إلى أبعد من أنفسنا. |
kendimizi değiştirmemiz gereken dünyanın bütününe... ...baktığım zaman bu benim için bir zorunluluk. | TED | لقد أصبح من الضروري بالنسبة لي عندما أنظر في جميع أنحاء العالم، أننا يجب أن نغير من أنفسنا. |
Ve belki finansal enstitülere ve teknolojilerimize bir nevi ince ayar çekerek kendimizi daha iyi hale getiririz umuduyla başlamıştık. | TED | وبدأنا بالتأمل بأنه ربما يمكننا تحسين مؤسساتنا المالية، تعديل التقنيات لنجعل من أنفسنا أفضل. |
Bunlar da kurgusal düşünceler, çünkü bizi kendimizden kurtarabilecek insanlar, ''biz, halk'' tır. Hepimiz birlikte. | TED | هذا أيضا تفكير سحري، لأن الناس الوحيدين الذين سيخلصوننا من أنفسنا هم نحن الناس، كلنا جميعًا. |
Bense tüm bu fotoğrafların, bizlerin kendimizden daha büyük bir şeylere inandığımızı gösterdiğine inanıyorum. | TED | ما أعتقد أن هذه الصور تثبته أننا نعتقد في شئ أكبر من أنفسنا. |
Sözünü ettiğin rüzgar. kendimizden geçirdi bizi. | Open Subtitles | هذه الرياح التى تتحدث عنها تعصف بنا من أنفسنا |
Herhangi bir aktivitede kendimize odaklandığımızda, eğer karşımızda bir başkası varsa, bu yönümüzü siliyoruz. | TED | عندما نركز على أنفسنا في أي نشاط، نلغي هذا الجانب من أنفسنا عندما يكون هناك شخص آخر. |
Şu ana kadar, kendimize limit koyduğumuzda ne olduğundan bahsettim ve potansiyelimize ulaşmak için ipuçları verdim. | TED | حتى الآن، لقد تحدثت عن ما يحصل عندما نحدّ من أنفسنا وبعض النصائح التي يمكن أن تساعدنا على أداء أفضل ما لدينا. |
Arkadaşız, yine de, bazen kendimize rağmen. | Open Subtitles | لكننا أصدقاء، مع ذلك. بالرغم من أنفسنا أحياناً. |
kendimizin mekanik bir versiyonunu yaratma olasılığı tarafından şaşkına çevrilmiş durumdayız. | TED | نحن مفتونون باحتمالية صنع نسخة آلية من أنفسنا. |
Ne zaman-- senden nefret edeceğiz, işte o zaman kendimizin karanlık yönünden nefret edeceğiz. | Open Subtitles | ...عندما... عندما نكرهك فنحن نكره الجانب المظلم من أنفسنا |
Biliyoruz, çünkü biz Bizden daha yüce bir güç tarafından yönetiliyoruz. | Open Subtitles | ،،نَعْرفُ هذا لأننا مُوجّهين بقوَّة أكبر من أنفسنا |
Ve bazen arkamızda bıraktığımız şeyler Bizden bile önemli olurlar. | Open Subtitles | وأحياناً ما نتركه خلفنا أكثر أهمية من أنفسنا. |
Bir şekilde zarı atmanı engellediğim asıl zaman çizgisine dönmek, sonra iyi versiyonlarımızı öldürüp kendi hayatlarımızı geri almak. | Open Subtitles | و هو العودة بطريقة ما إلى خط الأحداث الرئيسي الذي قمت فيه بإيقاف النرد و بعد ذلك نقوم بتمدير النسخ الطيبه من أنفسنا |