Babam o kilisenin sadece senin için değil, benim için de yapıldığını söylemişti. | Open Subtitles | اخبرني والدي بأن المعبد لم يبنى من اجلك فقط ولكن ايضآ من اجلي |
sadece senin için yapmadım. Kendim için de yaptım. | Open Subtitles | لم افعل هذا من اجلك فقط فعلت هذا من اجلي ايضا |
Ama, biliyorsun, bu sadece senin için değildi. | Open Subtitles | لكن اتعلم, لم يكن ذلك من اجلك فقط. |
Umarım bunu seversin çünkü bunu sadece senin için yazdım. Beni uyutma. | Open Subtitles | اتمنى ان تعجبك لانني كتبتها من اجلك فقط |
Yani şato sadece senin için değil. | Open Subtitles | القصر الصيفي الجديد ليس من اجلك فقط |
sadece senin için mi çalar? | Open Subtitles | ستعزف من اجلك فقط |