Buradaki hangi ebeveyn, bir cinayet soruşturmasında oğlunun veya kızının nerede olduğuna dair soruya yalan cevap vermez? | TED | من من الآباء الحاضرين معنا اليوم قد لا يكذب عندما يتعلق الأمر بأين كان إبنه أو إبنته في تحقيق متعلق بجريمة قتل؟ |
Bugün, çok fazla sayıda ebeveyn sevdiklerini zamanında alıp kurtarma şansına sahip olamıyorlar. | TED | الكثير من الآباء اليوم لم تتح لهم الفرصة أن ينقذوا أحبائهم |
Örneğin, birçok ebeveyn evdeki günlük işleri yaptığı için çocuklarına cep harçlığı veriyor. | TED | علي سبيل المثال، العديد من الآباء يدفعون لأبنائهم مميزات أو مالا للقيام بالأعمال المنزلية. |
- Dylan'a nasıl bir baba olduğum. - Adam, kendine çok yükleniyorsun. | Open Subtitles | و أي نوع من الآباء أنا بالنسبه لدايلين كنت قاسي على نفسك |
Aslında, bu çoğu ebeveynin sunduğu şey olabilir, bizim çabaladığımız ve sunduğumuz şeyin tersine. | TED | حقيقة , ربما هذا ما يقدمه الكثير من الآباء وعكس هذا , هوا ما نحاول أن نقدمه |
Yüzlerce ebeveyn geçiyor yanından ve bir tanesi bile ne olduğunu sormuyor, ...bu da demektir ki... | Open Subtitles | المئات من الآباء والأمهات مرو ولم يسألها أحد لماذا تبكي |
ebeveyn olarak her çuvalladığımızda kendimizi lanetleseydik dünyada hiç ebeveyn kalmazdı. | Open Subtitles | إنّ صلّبنا أنفسنا كلّ مرةّ سنفشل كآباء، حسناً، لم يكن هنالك المزيد من الآباء |
Birçok ebeveyn, çocuklarının çekmecelerini ya da bilgisayarlarını kontrol eder. | Open Subtitles | هناك الكثير من الآباء والأمهات يفتّشون أدراج أطفالهم أو أجهزة الكمبيوتر |
her çocuğun ihtiyacı olan ama genellikle de göremedikleri stressiz, uygun, odaklanmış ebeveyn ilgisi var. | Open Subtitles | ولكن هناك الإهتمام الكامل المتفهم، اليقظ من الآباء و هو الضروري لكل طفل، |
Ben de aynen bu tarzda bir ebeveyn olacağım. | Open Subtitles | ذلكَ تماماً النوع من الآباء الذي أريد أن أكونه. |
Doğru. Bir ebeveyn olarak hata yaptığını kabul etmek büyük cesaret işidir... | Open Subtitles | صحيح، الأمر يتطلب جاعة كبيرة من الآباء ليعترفوا بخطأهم |
NasıI bir ebeveyn çocuğunu buraya getirip kendini böyle rezil etmesine izin verir? | Open Subtitles | أيّ نوع من الآباء هؤلاء الذين يتركون طفلهم يحضر إلى هنا ويقوم بإحراج نفسه هكذا ؟ |
Zeki çocuklarla çok az ebeveyn yakınlık kurabilir. | Open Subtitles | هُناك قلّة من الآباء الذين ينخرطون بشكل مُفيد مع الأطفال المُعاقين عقلياً. |
Bir sürü ebeveyn sürprizle karşılaşacak. | Open Subtitles | سيكون هُناك العديد من الآباء الجُدد المُندهشين للغاية |
Bir çok ebeveyn, bir çok aile, hatta kordonun dışındakiler bile, bunun üstesinden gelmeye çalışıyor. | Open Subtitles | الكثير من الآباء و الأمهات، الكثير من العائلات. حتى خارج الحاجز الوقائي، هم فقط يحاولون تخطي الأمَر. |
Bir sürü ebeveyn sürprizle karşılaşacak. | Open Subtitles | سيكون هُناك العديد من الآباء الجُدد المُندهشين للغاية |
İşim gereği pek çok ebeveyn tanıdım. | Open Subtitles | حسناً ، لقد عملتُ مع الكثير من الآباء ، كثيراً |
Bu tür bir baba olduğunuzu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت للتو أنك واحداً من هؤلاء الآباء أي نوع من الآباء ؟ |
Nasıl bir baba garajında tabut saklar? | Open Subtitles | أيّ نوع من الآباء يحتفظ بتابوت في مرآبه؟ |
Babasının oraya taşınma ihtimalinin olması gerçeği ve iki ebeveynin Ralph'ın yararına olduğunu düşünmeme ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن حقيقة والده قد تتحرك هناك و أعتقد أن اثنين من الآباء قد تستفيد رالف ؟ |
Bence bu, pek çok ebeveynin bunu bilmediği zamanların göstergesidir. | Open Subtitles | اعتقد أنّها إحدى عجائب الزمن، كثير من الآباء... يبدو أنّهم لا يعرفون ذلك. |