Olabilir, ama bu tarz hareketlerin empati çerçevesinde ilerlemesi gerekir. | Open Subtitles | ربما، ولكن هذا النوع من التصرف يحتاج الكثير من التعاطف |
Tüm ihtiyacımız olan şey biraz empati ve biraz merak, çıkıp gözlem yapmak. | TED | كل ما نحتاج إليه هو القليل من التعاطف وبعض الفضول، الذهاب الى هناك، والمراقبة. |
Tarihte bu tür empati için bir çok öğüt var. | TED | يوجد هناك الكثير من التوجيه في الحكمة القديمة لهذا النوع من التعاطف. |
Herkes sana sempati duyacak, anlayış gösterecek saklarsan bunu kaçırmış olursun. | Open Subtitles | -ستحصلين على الكثير من التعاطف سنخسر الكثير من التعاطف ان أبقيت الامر سر |
Bu aslında insanların evde bu tarz empatiye sahip olmayan kaplumbağa ya da yılan değil de memelileri beslemelerinin nedeni. | TED | هذا في الواقع السبب الذي يجعل الناس يبقون على الثديات في البيت وليس السلاحف أو الأفاعي أو شيء من هذا القبيل والتي لا تتوفر على ذلك النوع من التعاطف. |
İnsanlar gerçek olmayan empatiyle çoğu kez karşılaşırlar. | TED | يعيش الناس نوعا من التعاطف المتصنع كما لو أنه حقيقي. |
Epey bir empati besliyor olmalısın ona. | Open Subtitles | ينبغي أن يكون هناك الكثير من التعاطف هناك |
Ama aynı zamanda bu acının sana harika bir empati gücü ve güçlü bir yaratıcılık verdiğini görüyorum. | Open Subtitles | وكذلك أرى كيف منحتكَ هذه المعاناة قوّة كبيرة من التعاطف وجانباً إبداعياً كبيراً |
Körelmiş ehillik duygusu ve tamamen körelmiş empati yeteneğinin arkasında, boş kafanın vermiş olduğu konsantrasyon mazur görülemeyecek kadar gurur aynı yerde kıpırdamadan durmak ve hayvanat bahçesindeki filler gibi altını ıslatmak için gereken katıksız gönüllülük. | Open Subtitles | عدا الاحساس الأعمى من التأهيل والانعدام التام من.. من التعاطف الانساني. هنالك التركيز الغبيّ |
Öyledir, ayrıca komiktir naziktir ve empati yeteneği gelişmiştir. | Open Subtitles | هذا هو ، مرح للغاية ،لطيف جداً ولديه الكثير من التعاطف |
Uç nokta zulüm eylemleri yüksek derece empati gerektirir. | Open Subtitles | أفعال القسوة المتطرفة تتطلب مستوى مرتفعاً من التعاطف |
Bunların herhangi birisine tıklayabilir ve bunların elde edildiği bloglara erişebilirsiniz. Böylece, bu ifadelerin sahipleriyle bağlantıya geçebilirsiniz, tabii bir miktar empati yapabiliyorsanız. | TED | ويمكنك الضغط على أي من هذه لتذهب الى المدونة التي جمعنا منها ذلك. وبتلك الطريقة، يمكنك التواصل مع المؤلفين لتلك الجمل، اذا شعرت بنوع ما من التعاطف. |
Çocukken zorbalık çeken biri olarak diğerlerinin acılarına karşı içimde bir empati oluştu. Nazik insanların kendimin istemediği bir tarzda muamele görmesi bana doğal gelmiyor. | TED | كوني تعرضت للمضايقات عندما كنت طفلا خلق فيَّ نوعا من التعاطف مع معاناة الآخرين، ويبدو لي من غير الطبيعي بتاتا أن أعامل الناس اللطفاء بأي طريقة أخرى غير التي أحب أن أُعامل بها. |
İnsanların ilgisini çekecek sevimli şeyler seçmek yerine daha basit bir şey seçtik. Keşfettiğim şey ise empati yapabilen insanların robot böceklere vurmaktan çekindikleri oldu. | TED | ولذا بدلًا من أحد الأشكال اللطيفة التي قد يتعاطف الناس معها، اخترنا شيئ أكثر بساطة، ووجدنا أن الأشخاص الذين لديهم قدر أكبر من التعاطف ترددوا أكثر في ضرب تلك الألات السداسية الأرجل. |
- Bana biraz empati göstersen? | Open Subtitles | - لمَ لا ترمين بعضاً من التعاطف كما أفعل؟ |
Biraz anlayış gösterirsen sevinirim. | Open Subtitles | لذا أقدر لك القليل من التعاطف |
Ve evet, yeni bir tür empatiye ihtiyacımız var. | TED | ونعم، نحتاجُ إلى نوع جديد من التعاطف. |
Derin bir empatiye sebep olur. | TED | يحتاج إلى درجة عميقة من التعاطف. |
Yalnızca kendi ülkenizden olmayanlara da millî sınırların dışına çıkarak sosyal empatiyle yaklaştığınızın bir göstergesi. | TED | إنه يعني فقط أنك تملك ما يكفي من التعاطف الاجتماعي، وتعكس بعضًا منه ما وراء حدود وطنك. |