Tekrar, iki dakika ve bu değişiklikleri elde ediyorsunuz. | TED | لذا مرة أخرى، دقيقتين، وستتمكن من الحصول على هذه التغييرات |
Bu kadar az hareketten bu kadar çok bilgiyi nasıl elde edebiliyoruz? | TED | كيف تمكنا من الحصول على هذا القدر من المعلومات من هذه الحركة القليلة؟ |
Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım. | TED | بعد سنوات قليلة تمكنت من الحصول على بعض السيطرة في حياتي |
Vücudu yok etmeden önce DNA örneği almayı unutmayın. | Open Subtitles | تأكد من الحصول على عينة من الحمض النووي قبل التخلص من الجثة |
Bunları nasıl ele geçirdiğine dair bi fikrin var mı? | Open Subtitles | هل لديك أدنى فكرة كيف تمكن من الحصول على هذه؟ |
Taşıma ve katılımcıların toplanması ve toplanma yeri için izinler almak için harcadığım saatlerin sayısı. | TED | هذا عدد الساعات التي قضيتها في التخطيط والتنفيذ، من الحصول على التصاريح إلى جمع المشاركين وإيجاد أماكن. |
Senin de onlara sahip olmaman için hiçbir neden yok. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعكِ من الحصول على هذه الأشياء أيضاً |
FDA insanları korumak için kurulmuştur onların yardım almasını engellemek için değil. | Open Subtitles | وكالة الأدوية تشكلت لكي تحمي الناس ليس لمنعهم من الحصول على المساعدة |
Plakasını kısmen alabildim. | Open Subtitles | تمكنتُ من الحصول على صورةٍ للوحة سيارتهِ قبلَ ان يذهب |
Sanırım bir manastıra girmen için izin alabilirim. | Open Subtitles | سأتمكن من الحصول على إذن قمت بإرسال الى الدير |
Ayrıntıda, örneğin, elektron kütlesini elde edemediler, ve kuramda kullanamadılar. | TED | في تفاصيلها، على سبيل المثال، لم يتمكن العلماء من الحصول على كتلة الإلكترون بما ينسجم مع هذه النظرية. |
Bu insanların katkılarını elde etmeniz için gereken maliyeti harcamayın, | TED | لا تتحمل التكاليف التي تمنعك من الحصول على مشاركات أؤلئك الناس، |
Buradaki elde edeceğimiz güç bir gemiyi belirli bir yerden yeni bir yere taşımaya kıyasla çok daha büyük. | TED | سيكون هذا أقوى بكثير من الحصول على باخرة واحدة في موقع واحد ثم التحرك الى موقع جديد |
Hayır, fakat cep telefonundan yaptığı son on aramayı almayı başardım. | Open Subtitles | لا، ولكني تمكنت من الحصول على اخر 10 مكالمات أجراها من هاتفه الخليوي |
Hayır, fakat cep telefonundan yaptığı son on aramayı almayı başardım. | Open Subtitles | لا، ولكني تمكنت من الحصول على اخر 10 مكالمات أجراها من هاتفه الخليوي |
Nasıl olduda bu elli kutu alan adam 14'ünden sonra satın almayı bıraktı? | Open Subtitles | كيف تمكن هؤلاء الأشخاص من الحصول على 50 جوالاً؟ قبل اليوم الـ 14 من الشهر؟ |
Onu bir şekilde o öldürdü. Lawrence'ı ele geçirmek için. | Open Subtitles | لقد قتلته بطريقة ما، حتى تتمكن من الحصول على "لورانس" |
Jack, eğer bu sırada savaş başlıklarından birini ve aktivasyon konunu ele geçirirlerse, onları durduramayız. | Open Subtitles | لو تمكنوا من الحصول على أحد هذه الرؤوس، مع كود |
Sınavlar esnasında nöbetler geçirdim ama Nairobi Üniversitesi'nde bir aktüeryal fen derecesi kabulü için iyi notlar almak için kontrol ettim. | TED | أصبت بنوبات أثناء الإمتحانات، لكن تمكنت من الحصول على درجات جيدة كفايةً للإلتحاق بدرجة في علم حسابات التأمين في جامعة نيروبي. |
Akış sitomterisinde taşıyıcı dediğimiz bir araca sahip olmayı başardım; büyük, güçlü bir lazer, üstelik firmasından parayı geri alma garantisi de var, eğer gemide işe yaramazsa geri alacaklardı. | TED | لذا تمكنت من الحصول على ما نسميه جهازاً كبيراً لقياس التدفق الخلوي، وهو ليزر كبير وقوي مع ضمان استعادة الأموال من الشركة إذا لم يعمل على متن سفينة، سوف يعيدونه. |
Mutasyon sıvılarını almasını engellemek için çalışıyorduk. | Open Subtitles | محاولين منعه من الحصول على بعضاً من الميوتاجين |
Birinin plaka numarasını alabildim. | Open Subtitles | تمكنت من الحصول على أحد أرقام رخصة القيادة. |
Böylece esaslı teklifler alabilirim. | Open Subtitles | وسأتمكن من الحصول على بعض العروض الحقيقية |