Vücutlarımız içten dışa doğru kendini yemeye başlar. | Open Subtitles | جثثها تبدأ حرفياً بأكل نفسها من الداخل للخارج |
Evet, içten dışa doğru işlere bir göz atman lazım. | Open Subtitles | نعم ، يجب عليك فقط النظر على الأمور من الداخل للخارج |
Çiçekler insanı içten dışa doğru öldürür. | Open Subtitles | الزهور، تقتل من الداخل للخارج. |
Gerçi ters yüz ederek takıyorum. | Open Subtitles | على الرغم اننى ارتديهم من الداخل للخارج |
Her ne kadar inkar etse de evinde, elbiselerini ters yüz edip yoğurdunu çalan bir üniversite profesörü olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ورغم ذاك فهي نادمة على هذا الآن ، لأنها تقول أن منزلها مسكون بأستاذ جامعي الذي يقلب كل ملابسها من الداخل للخارج ويسرق الزبادي الخاص بها |
Gayet iyiydi, sonra birden hastalığı her neyse onu yakıp kavurdu. | Open Subtitles | كان سليماً و فجأة أحرقته من الداخل للخارج مهما كانت |
Red, Huzur Getiren'i almak istedi, silah da onu yakıp kül etti. | Open Subtitles | "ريد" حاول الإمساك بـ"صانع السلام"؟ قام بإحراقه من الداخل للخارج |
İçten dışa doğru kaynamışlar. | Open Subtitles | كانوا يغلون من الداخل للخارج |
ters yüz yap. | Open Subtitles | إقلبيهم من الداخل للخارج |