| Derek'in benim için bu kadar şey yapması çok güzel. | Open Subtitles | من الرائع أن ديــريك فعل هذا من أجلي، لكن أحيانا |
| Pat Mitchell: Seni görmek çok güzel, arkadaşım. | TED | بات ميتشل: من الرائع أن أراك، يا صديقتي. |
| Dostuma bunu yaşatan kadınla sıkı dost olmanın, harika bir fikir olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أنه من الرائع أن أصبح صديقاً للمرأة التي فعلت ذلك لصديقي. ..عندما |
| O zaman bu adamların gözlüklerinin dijital olması çok iyi oldu. | Open Subtitles | أظن أنه من الرائع أن أن نظارات هؤلاء الناس رقمية عندها. |
| İki genç insanın birbirini sevmesi çok güzel bir şey değil mi? | Open Subtitles | أليس من الرائع أن شاباً وفتاة يحبان بعضهما البعض؟ |
| Daha tanışmadığın biri için bir dil öğrenmen çok hoş bir şey. | Open Subtitles | من الرائع أن تتعلم لغة كاملة من أجل شخص لم تقابله بعد |
| İyi günler efendim. Tekrar birlikte olmak ne güzel değil mi? | Open Subtitles | مساء الخير يا سيدي أليس من الرائع أن نجتمع كلنا ثانية؟ |
| Tanrım aileyi böyle arada görmek ne kadar güzel değil mi? | Open Subtitles | ياإلهي، من الرائع أن ارى العائله مع بعض بهذا الشكل |
| Jane Fonda: Merhaba Pat. Sizinle olmak çok güzel. | TED | جاين فوندا: أهلاً يا بات. من الرائع أن ألتقي بك. |
| Teşekkürler millet. Akıllı olmak çok güzel birşey. | Open Subtitles | شكراً أيها الجميع، من الرائع أن تكون عاقلاً |
| Ama elbette, işimi yapmanın zihnini dağıttığını söylemen çok güzel. | Open Subtitles | ولكن بالطبع. من الرائع أن أن تجدِ القيام بوظيفتي مشتت جداً |
| Hayır bak.Seninle konuşmak çok güzel çünkü yıllardır seni dinliyorum. | Open Subtitles | لا, اسمعى. من الرائع أن أتحدث معكِ لأننى أستمع اليكِ منذ سنوات |
| Bence şimdilerde herkesin hademe olabilmesi çok güzel. | Open Subtitles | أتعلم, أعتقد من الرائع أن يكون أي أحد عامل نظافة الأن |
| Filorida'ya gitmeden, evlenmeden ve bir insanın hayatı boyunca kaçık bir eşek gösterisi izlemesine engel olan tüm o şeyleri yapmadan önce ona bunu vermemiz çok güzel olacak. | Open Subtitles | وسيكون من الرائع أن نعطيه ذلك قبل أن يسافر إلى فلوريدا ويتزوج لأن هذا سوف يمنعه من مشاهدة هذه الأشياء طول عمره |
| Aynı gece ikimizin de ödül kazanması harika bir şey. | Open Subtitles | من الرائع أن نكون قد فزنا بالجوائز في الليلة ذاتها |
| Kaçıp gitmek gibi kötü bir alışkanlığı var ayrıca öyle yaptığında benim harika bir popom olduğunu hatırlamakta fayda var. | Open Subtitles | لديها عادة سيئة فى المشئ للخارج بالرغم من ذلك عندما تفعل هذا من الرائع أن تذكرنى أننى لدى مؤخرة جميلة |
| ve bence de dünya dinlerinin ve bu dinlerin liderlerinin merhamet ve karşılıklılık etiğini inançlarının temel ilkeleri olarak benimsemelerini çok iyi buluyorum. | TED | وأعتقد أنه من الرائع أن ديانات العالم، زعماء الأديان في العالم يؤكدون على الشفقة والقاعدة الذهبية كمبادئ أساسية كجزء لا يتجزآ من تدينهم. |
| Ve eski odamı geri almam gerçekten çok iyi olur. | Open Subtitles | وسيكون من الرائع أن أعود إلى غرفتي القديمة ثانية |
| Bu odada seninle yalnızken kendini kötü hissetmen güzel bir şey. | Open Subtitles | من الرائع أن تشعر بهذا هنا في هذه الغرفة بوجود كلانا على انفراد |
| - Rüyalarının olması güzel bir şey. | Open Subtitles | هل فهمت، يا عزيزي؟ أعني، أنه من الرائع أن تكون لديك أحلام. |
| Her sabah odamda inciçiçekleriyle uyanmak çok hoş bir duygu. | Open Subtitles | من الرائع أن أستيقظ وبجوارى زهور الزنبق. |
| İki çırak birden olur dükkânda, ne güzel. [HAREKETLİ MÜZİK BAŞLAR] | Open Subtitles | من الرائع أن يكون لي متدربين إثنين يعملان في المحل معًا |
| L.A.P.D.'nin yetki sınırlarımızı tanıması ne kadar güzel. | Open Subtitles | من الرائع أن شرطة لوس أنجلوس تتذكر سلطاتنا القضائية |
| Bir gün evlenip de çocuk sahibi olmak güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الرائع أن أكون متزوج وأن يكون لديّ ابن.. |