Pek uygun bir zaman değil biliyorum ama o konuda çok ketumdu. | Open Subtitles | أعني, أعلم أنه وقت غريب ولكنه كان سريا للغاية لفترة من الزمن |
Merak edilen diğer bir konu da oluşumun ne kadar zaman alacağı. | Open Subtitles | وهناك أمر آخر يتساءل عنه الناس وهو كم من الزمن سيستغرق ذلك |
Bulduğumuz şey, taşma noktasına önümüzdeki On yıl içinde ulaşacağımız. | TED | اكتشفنا أن نقطة التحول تلك على بعد عقد من الزمن. |
Ama burada, zamanın bu noktasında insanlık biziz... | Open Subtitles | و لكن في هذا المكان, في هذه اللحظة من الزمن, نحن نمثل البشرية جمعاء |
Çok uzun zamandır geçmişimiz tutsağıyız. | TED | لقد كنا سجناء ماضينا لفترة طويلة من الزمن. |
Sonuç olarak görmek istediğimiz şeylerden bir tanesi insanların ne kadar kilo kaybettiği değil robotlarla ne kadar etkileşim içinde olduklarıydı. | TED | اذن احد الاشياء التي اردنا النظر اليها فعلا ليس كم من الوزن خسر الناس لكن لكم من الزمن تفاعلوا مع الروبوت |
Önemli bir çevresel değişim olması için 10.000 sene geçmesi gerekebilirdi, bu süre boyunca yeni bir davranış şekli gelişebilirdi. | TED | يمكنها أخذ 10 ألاف سنة ليكون هناك تغير بيئي ملحوظ، وخلال هذه الفترة من الزمن تكون قد طورت سلوكا جديدا. |
Bir zamanlar, teknoloji düşkünlerinin ve adı çoktan unutulmuş birkaç politikacının | TED | في فترة من الزمن كانت تلك الفكرة حلما يراود بعض التقنيين والقليل من السياسيين. |
Böylesine ufak bir dava için yedi yıl çok uzun bir zaman. | Open Subtitles | سبع سنوات هي فترة طويلة من الزمن لقضية صغيرة كان لديك هناك. |
Anneni en son ne zaman gördüm biliyor musun? Hiçbir fikrim yok efendim. | Open Subtitles | هل تعلم كم مرّ من الزمن منذ آخر مرّة رأيتُ فيها أمّك ؟ |
Bu kadar kısa zaman için çok fazla hasar bu. | Open Subtitles | وهذا هو الكثير من الضرر في فترة قصيرة من الزمن. |
Zombi ilmi On yıllardır ortak bilincin bir parçası olmuştur. | Open Subtitles | كانت تقاليد الزومبى جزء من الوعي الجماعي لعقود من الزمن. |
Zenci, seni On senedir falan görmüyorum, benimle bi içki içeceksin. | Open Subtitles | أيها الزنجي، أنا لم أرك لمدة عقدٍ من الزمن وستشربُ معي |
Parşömenin emanet edildiği kişi zamanın güvenini kazanır. | Open Subtitles | أيا كان يعهد مع انتقل مكاسب ثقة من الزمن. |
Dediğim gibi uzun zamandır bu güvenlik sistemleri üzerinde çalışıyoruz. | TED | وكما ذكرت آنفاً، عكفنا نعمل على أنظمة السلامة لمدة من الزمن. |
Bu yolculukta uzun bir süre tam anlamıyla kendi başımızaydık. | TED | لقد كنا لوحدنا تمامًا في هذه الرحلة لوهلة من الزمن |
Bir süre önce, geçen sene Kongre birleşik oturumuna konuştum. | TED | لقد تحدثت قبل فترة من الزمن في جلسة مشتركة للكونغرس ، في العام الماضي |
Bir zamanlar, aynı sizler gibi bizler de galaksiyi inceliyorduk. | Open Subtitles | لكن في فترة ما من الزمن الماضي استكشفنا المجرات، كما تفعلون تمامًا. |
Heck Kardeşler Eski Usul Barbekü Sosumuzu denemek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تتفضل بتذوق صلصة باربيكيو الأخوين هيك من الزمن الجميل؟ |
Senin içini dışına çıkarırım, ama çok uzun sürede. | Open Subtitles | سوف أجعل ما داخلك خارجك و العكس في خلال مدة طويلة جداً من الزمن |
En azından bir süreliğine sana ilgilenecek bir şey verdim. | Open Subtitles | وأعطيتك ما تهتم به أو على الأقل لوهلة من الزمن |