İplerden kurtulduğuma göre, bu gemiden kurtulmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | أنا حر أخيرا لابد أن نجد طريقة للخروج من السفينة |
Ve Carter'ın söylediği gibi, bu gemiden çıkmak için bir yol bulabiliriz. | Open Subtitles | و كما قالت كارتر ، فربما تكون لدينا وسيلة للهرب من السفينة |
Kargo bilgisine göre, gemiden sadece tek bir şey indi. | Open Subtitles | وفقاً للبضاعة الظاهرة شيئ واحد فقط قد خرج من السفينة |
Efendim, geminin içinden bir sinyal alıyorum, ama farklı bir frekanstan geliyor. Aktar. | Open Subtitles | سيدي، أنا ألتقط إشارة أخرى من السفينة و لكن على تردد مختلف |
Bizi bir Goa'uld ana gemisinden korumak için bunlardan biri yeter, ve bizde bunlardan çok var. | Open Subtitles | من الأفضل أن نأخذ واحدة من هذه الأشياء حتى نستطيع حماية أنفسنا من السفينة الأم للجوؤولد ونحن عندنا أكثر من ذلك بكثير |
Bir şebekenin olmasının güzel yanı, doğru şifreyle geminin bir bölümünü başka bir yerden kontrol edebilmek. | Open Subtitles | ترتيب نظام الشبكة مع رموز المرور الصحيحة فبإمكانكِ التحكم بأي جزء من السفينة عن الأخر |
Bir gün deniz çok sakindi ve hava güneşliydi ben de bu sayede gemiden aşağı inebilmiştim. | TED | في أحد الأيام كان لدينا هدوء البحر والشمس، وهو السبب في خروجي من السفينة. |
Ama gemiden inmeden önce söyleme. | Open Subtitles | و لكنك لن تخبريه الا حين تنزلين من السفينة |
Bu sabah gemiden ayrıldıktan sonra Alman ajanları tarafından öldürülebilirim. | Open Subtitles | وعندما أهبط من السفينة هذا الصباح هناك احتمال قوى ان اُقتل بواسطة عميل المانى |
- gemiden telgraf çekeceğiz. | Open Subtitles | سنرسل لكي تلغراف من السفينة من فضلك اعتني بأبنتي الصغيرة |
Biz gemiden inerken, gri elbiseli adam aşağıda ve limandan gemiye biniyordu. | Open Subtitles | كنا ننزل من السفينة في الفجر الرمادي وكان يهم بالصعود بالضبط عندما رست |
Üç hafta önce, ben Gavestonda gemiden inerken, sen biniyordun. | Open Subtitles | قبل ثلاثة أسابيع، بينما كنت انزل من السفينة في جالفيستون، انت صعدت على متنها |
Evet, batan gemiden kaçan farelerle aynı sebeplerden. | Open Subtitles | نعم، نفس أسباب هروب الفئران من السفينة التي تغرق. |
Bir güvenlik risk alanı gemiden 25 metre ileriye uzanıyor. | Open Subtitles | هناك منطقة يحتمل فيها وجود مخاطر بيولوجية تمتد 25 مترا من السفينة |
Batan gemiden canlı çıkan tek kişi oydu | Open Subtitles | هذا الرجل الذى احضروةلى كان الناجى الوحيد من السفينة التى انجرفت الى مينا ويتبى |
Bu gemiden çık sonra istediğini yap, tamam mı? | Open Subtitles | سنخرج من السفينة أولاً بعدها إفعلي ما تشائين، حسناً؟ |
gemiden atlayabiliriz, değil mi? | Open Subtitles | لدينا سترات النجاة. يمكننا القفز من السفينة. لقد مرت علي حالات أسوأ من هذا والذعر لا يساعد. |
Dylan, bu gemiden gemiye silah değil. | Open Subtitles | ديلان, وهذا ليس من السفينة إلى سفينة الأسلحة. |
General Hammond emrinizi iptal etti, efendim. gemiden çıkış için bir yolumuz var. | Open Subtitles | لقد ألغى الجنرال هاموند أوامرك يا سيدى لدينا وسيلة للهرب من السفينة |
Çünkü geminin içinden yapılamıyor. | Open Subtitles | لانه لا يمكن القيام بهذا من هذا الجانب من السفينة |
Hedefe ulaştığınızda Prohet'i hemen o geminin içinden çıkarın. | Open Subtitles | عند بلوغ الهدف... سوف تقتلون القائد فور خروجه من السفينة. |
Albay, uzaylı gemisinden alışılmadık sinyaller alıyorum. | Open Subtitles | عقيد,احصل على قراءات غير طبيعية من السفينة الغريبة |
Bittiğinde her biri geminin bir parçası olacak. | Open Subtitles | سيكونوا جميعاً جزء من السفينة عندما تنتهي |