| senin için kolay, daha hiç aşık olmadın. | Open Subtitles | من السهل عليك أن تقول ذلك فأنك لم تحب من قبل |
| Bu kadar meşhur olman senin için kolay olmadı. | Open Subtitles | لم يكن من السهل عليك أن تكون مشهوراً جداً |
| Ama tüm kararları sen verirken, aileye bağlılık hakkında vaaz vermek senin için kolay. | Open Subtitles | فقط، من السهل عليك أن تعظ الآخرين بالإخلاص للعائلة بينما تأخذ كل القرارات |
| Bunu söylemek sizin için kolay, siz zaten ölüsünüz. | Open Subtitles | من السهل عليك أن تقول ذلك فأنت ميت |
| İnsanları bulmak sizin için kolay. | Open Subtitles | من السهل عليك أن تجد الأشخاص |
| Ölümünü seyretmek senin için kolay olmamıştır. | Open Subtitles | لم يكن من السهل عليك أن تشاهده وهو يموت |