1850'deki kölelik dönemine oranla günümüzde daha fazla siyahi insan hapishanede. | TED | لدينا اليوم في السجون من السود أكثر ممن كانوا تحت الاستعباد سنة 1850. |
Diyelim ki bu faktörler, polislerin birçok siyahi insana güç kullanacağını öngördü. | TED | فلنقل مثلًا أن تلك العوامل تتنبأ بتطبيق الشرطة للقوة على عدد معين من السود. |
Bu gece siyah gözleri olan, kostümleri siyah olan, oyuncu kadrosu siyahi olan siyahi filmi izleyeceğiz. | Open Subtitles | الليلة سنشاهد فيلماً أسوداً, أبطاله من السود ملابس سوداء, عيون سوداء |
Kitle iletişim araçları, Braddock'un siyah olduğu gerçeğini es geçmektedir. | TED | تناست وسائل الإعلام حقيقة أن برادوك أغلب سكانها من السود. |
Eğer siyahlar olmazsa, hizmet olmaz, ve Bakan olmaz. | Open Subtitles | اذا لم يكن هناك مزيد من السود لن يكون هناك خدمات وليس هنالك من وزير |
Her gün onun gibi birçok insan, birçok "zenci" insan, onun gibi harap edildi. | TED | وأكثر الرجال مثله، كل يوم، المزيد من السود قتلوا بهذه الطريقة. |
Ben siyahım ve buraya geImek için kıçımı yırttım. | Open Subtitles | أنا من السود ولكنـي تعبت بجد لاثبت جدارتي في أن أكون القائد |
Yani, siz wigger filan mısınız, bu tarzı siyahlardan mı aldınız? | Open Subtitles | إذا، هل انتم جميعكم شخصيات تحاولون ان تستعيروا من السود ؟ |
Bu makalede yazarın şöyle önerileri vardı: "Çok sayıda siyahiyi çekecek etkinliklere katılmayın." "Çok siyahinin olduğu mahallelerden uzak durun." ve "Zor durumdaki siyahilere merhamet göstermeyin." | TED | وقدم فيها بعض الاقتراحات مثل: "لا تذهب إلى حدث به الكثير من السود." "حاول الابتعاد عن الجيران السود" و"لا تلعب دور السامري الصالح للسود في محنتهم." |
Üç el ateş, uyarı yapmaksızın. siyahi insanlardan korkuyor mu yoksa? | Open Subtitles | ثلاث طلقات ، بدون تحذيرات هل يخاف من السود أم ماذا ؟ |
siyahi ve Latinlerden oluşan bir bölgede meclis üyeliğine adayım. | Open Subtitles | أنا سأرشح نفسي إلى الكونغرس في دائرة كلها من السود واللاتينيين |
siyahi ve Latinlerden oluşan bir bölgede meclis üyeliğine adayım. | Open Subtitles | أنا سأرشح نفسي إلى الكونغرس في دائرة كلها من السود واللاتينيين |
Sayısız miktarda siyahi insan çalıştırıyorum. | Open Subtitles | هناك عدد لا يحصى من السود الذين يعملون عندي. |
Yaklaşık 2000 şarkıcı dinledim büyük bir çoğunluğu siyahi olan ağzınızı açık bırakacak kadar etkileyici 40 genç icracıyı bir topluluk içinde bir araya getirdim, ama aralarında bir avuç kadar da beyaz sanatçı vardı. | TED | قمت بسماع حوالي الفي مطرب و انشأنا معا شركة حوالي اربعين من اكثر الفنانين اذهالا ممن تفغر لهم الافواه ومعظمهم كانوا من السود ولكن كان يوجد حفنة من الفنانين البيض. |
Ben New York'ta yaşıyorum, geçen yıl polis tarafından durdurulan ve aranan 140.000 gençten yüzde 86'sı siyahi ve Latin kökenliydi. üstelik büyük çoğunluğu genç adamlardı | TED | أنا أعيش في نيويورك، وفي العام الماضي، من المراهقين 140,000 التي أوقفت وكينونة، 86 بالمئة منهم من السود واللاتينيين، ومعظمهم من الشبان. |
Eminim senin de en iyi arkadaşlarının bazıları siyah ve Meksikalıdır. | Open Subtitles | و أنا متأكده أن بعض أفضل أصدقئك من السود و المكسيكيين |
siyah bir doktor tarafından yönetilen, siyah insanlar tarafından çekip çevrilen, siyah insanlar için bir klinik. | Open Subtitles | عيادة للسود طاقمها من السود تتم إدارتها بواسطة دكتورة سوداء |
Bu çocuklar uygun siyah aile bulunana kadar beyaz aile ile birlikte mi kalıyorlar? | Open Subtitles | يبقى أولئك الأطفال في بيوت عوائل البيض إلى أن تأتي عائلة ملائمة من السود لتبنيهم؟ |
siyahlar, Boer ve İngiliz yerleşimciler. | Open Subtitles | من السود و الهولنديين الأفارقة , والمستوطنين البريطانيين |
Bütün iyi şeyler siyahlar sayesinde hayatımıza girdi. | Open Subtitles | انه مثل، كل الأشياء الجيدة تأتي من السود |
Boşver onlara. Bir alay korkak zenci. | Open Subtitles | اللعنه على المجندين مزيد من السود الجبناء |
Ben önce insanım, sonra siyahım. | Open Subtitles | قال... أنا إنسان في المقام الأول، ومن ثم أنا من السود |
O harcadığın parayı eroinman siyahlardan alıyorsun pezevenk! | Open Subtitles | الكثير من السود المساطيل يعطونك المال الذي تنفقه يا قواد |
1915 ile 1970 arasında altı milyon siyahinin güneyden kaçışını, tüm zulümden sonra bir soluklanma ve kuzeyde daha iyi olanaklar elde etmeye çalışmalarını yazıya dökmüştü. Afrikalı Amerikanların dirençli ve parlak hikâyeleriyle doluydu ve aynı zamanda tüm dehşet verici hikâyeleri, tevazuyu ve aşağılamaları duymak oldukça zordu. | TED | إنها توثق هروب ستة ملايين من السود من الجنوب من عام 1915 وحتى 1970 بحثًا عن راحة من كل الأعمال الوحشية في محاولة للحصول على فرصة أفضل في الشمال، وكانت الرواية مملوءة بقصص النباهة والذكاء عند الأمريكيين الأفارقة، وكان حقًا من الصعب الاستماع إلى كل قصص الرعب والذل وكل الإهانات. |