Yokuş yukarı savaşmak Danimarkalılar için zor olur ama kendilerine güvenirler. | Open Subtitles | سيكون من الصعب على الدنماركيين المحاربة أعلى التل لكنهم سيتحلون بالثقة |
Senin gibi biri için zor olduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | فيرجينيا ، أنا أعلم أنا أعلم أنه من الصعب على امرأة بـ |
Eğer tüm gücünün farkında olsaydı, onu idare etmek çok zor olurdu. | Open Subtitles | فلو عرف قوته الحقيقية سيكون من الصعب على اى أنسان أن يحكمه. |
Şu günlerde bir adam için nerede olacağını bilmek çok zor. | Open Subtitles | من الصعب على الرجل أن يعرف إلى من ينتمى هذه الأيام |
Her şeye rağmen, bunu yaşayan herkes için zor bir zaman olmalı. | Open Subtitles | ولكن يجب أن يكون من الصعب على حد سواء, وإن كان. |
Seks,benim için çok zor tamamen güvenmediğim biriyle. | Open Subtitles | من الصعب على ان امارس الجنس مع احد لا استطيع الثقه الكامله به |
Burada durup, bunu sormak pek kolay değil... | Open Subtitles | من الصعب على ان اقف هكذا الح عليك لذا... |
Arrow'un bu şehir için yaptığı iyi şeyler olsa da suçlu olduğuna dair kanıtları görmezden gelmek de bir o kadar zor. | Open Subtitles | في حين أنه من الصعب تجاهل كل ما قدمه حسن السهم للمدينة، من الصعب على قدم المساواة لتجاهل الأدلة من ذنبه واضح. |
Bir insanın hayatını tehlikeye atması kolay değil özellikle de nedeni iyi bilmiyorsa. | Open Subtitles | من الصعب على أي إنسان أن يخاطر بحياته خصوصا ً إن لم يكن يفهم السبب |
Kör bir adamın dikkat etmesi oldukça zor, değil mi, Lyle Birader? | Open Subtitles | يبدو انه من الصعب على الاعمى ان يحذر اليس كذلك اخ لىلى |
Söylemek benim için zor, ama çocuklar benim için önemliler, ve senin çocuk istemeyişin beni çok şaşırttı. | Open Subtitles | من الصعب على ان اقوله ولكن الاطفال شئ مهم جدا بالنسبة لى ولقد صدمت عندما سمعت منكى انكى لا تريدى اطفال |
Ünvanından değil de kadınlığından hoşlanıldığını bilmenin o masum keyfi, böylesine azametli bir Kraliçe için zor olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الصعب على ملكة عظيمة جداً أن تعرف المتعة البسيطة في أن تروقها ذاتها |
Sorun şu ki, geceleri benim için zor oluyor. | Open Subtitles | المشكلة انه سيكون من الصعب على ان اقوم بذلك ليلاً |
Bu herhangi yaştaki bir çocuk için zor olabilir. | Open Subtitles | وهذا سيكون من الصعب على أي طفل بغض النظر عن أعمارهم لا أعني، بالتأكيد كنت أتساءل عنه |
"İyi şanslar dilerim" diyebilmeyi isterdim. Sweeney tezahürat yapmak için zor bir adam. | Open Subtitles | أود أن أقول "حظًا سعيدًا" في هذه القضية من الصعب على أي شخص تمني الخير لسويني |
Bazı insanlar için gece uçuşlarında uyanık kalmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب على بعض الناس البقاء مستيقظين في الرحلات الطويلة. |
Tek başına bir kadının çocuk büyütmesi çok zor. | Open Subtitles | أنه من الصعب على أمرأة أن تربي طفلة لوحدها |
Ben bile bu durumla nasıl baş edeceğimi bilemiyorum. Senin için çok zor olmalı. | Open Subtitles | لا أعلم كيف يمكن أن يكون واحد، ويجب أن يكون من الصعب على ذلك. |
Yönlendiricinin bir kaç kişiyi oyundan çıkartmasını sağlamak zor bir iş değildi. | Open Subtitles | لم يكن من الصعب على الإطلاق تعديل الموجّهات للإمساك ببعض اللاعبين أثناء تسجيلهم للخروج |
Burada durup, bunu sormak pek kolay değil... | Open Subtitles | من الصعب على ان اقف هكذا الح عليك لذا... |
Birine bu kadar fazla doz vermek ne kadar zor? | Open Subtitles | كم سيكون من الصعب على أحد أن يعطه ذلك القدر؟ |
Bir insanın hayatını tehlikeye atması kolay değil özellikle de nedeni iyi bilmiyorsa. | Open Subtitles | من الصعب على أي إنسان أن يخاطر بحياته خصوصا ً إن لم يكن يفهم السبب |
Vazgeçtim. Bu günlerde onunla anlaşmak oldukça zor. | Open Subtitles | إننى أستسلم ، من الصعب على التعامل معه هذه الأيام |