Evet, utanç verici ama adam kadınlarla ilgilenmiyor. | Open Subtitles | انه من العار ألا يأبه للنساء اذن لن يراه أبدا |
Bu yaratığı berbat bir sirkte gösteriye çıkartmak utanç verici! | Open Subtitles | لكن من العار ان يتم وضع هذا المخلوق فى سيرك رخيص |
Çok iyi bir jimnastikçisin ve ölürsen çok yazık olur. | Open Subtitles | أنتِ لاعبة جمباز جيّدة جداً وسيكون من العار أن تموتي |
Birçok insan için öğrenimin lise veya yüksek öğrenimden sonra bitmesi çok yazık. | TED | من العار أن الكثير من الناس، يتوقف تعليمهم بانتهاء المرحلة الثانوية أو بانتهاء فترة الجامعة. |
Ne yazık ki, sizin ipucunuzu çözebilecek tek insan, şu anda ...Thames nehri'nin dibinde yatıyor. | Open Subtitles | من العار, ان الشخص الوحيد القادر على استنتاج هذا الدليل يرقد حاليا فى قاع نهر التايمز |
Geçmişte olduğu gibi bir utanç veya mahcubiyet anı olması gerekmiyordu. | TED | لا يجب أن تكون لحظة من العار والحرج ، كما كانت في الماضي. |
Doğru bir birleşmenin olmaması çok üzücü. | Open Subtitles | من العار أن الإندماج الحقيقي لم يحدث بالفعل |
Biraz utancından biraz da cezasından kaçmak için. | Open Subtitles | جزئيًا هربت من العار جزئيًا للهرب من العقاب. |
— Ne büyük utanç olurdu bu... — Ne kadar güzel hayvanlar. | Open Subtitles | من العار لو حدث ذلك أنتم حيوانات جميلة حقًا |
İyi bir çocuk biliyorum... söylemesi utanç verici ama giderek tehlikeli oluyor. | Open Subtitles | .. أعلم بأنه كان ولداً صالحاً و أنه من العار الذي في حالته هذه .. لكن ذلك خطير |
Bu kadar yolu ölmek için gelmen utanç verici. | Open Subtitles | من العار أن تصل إلى هذا الحد بعيداً عن موطنك لتموت |
Evet, bu ailenin başına gelenler gerçekten utanç verici. | Open Subtitles | نعم , إنه من العار ما يحدث لهذه العائله الآن |
Bizimki gibi zengin ve güçlü bir ülkenin atları besleyecek yulaf alamıyor olması çok yazık. | Open Subtitles | هذا صحيح ، من العار أن بلد بهذا الثراء و القوة مثل بلدنا لا يمكنه إنفاق بضعة دولارات لشراء الشوفان لبعض الجياد |
Artık buradan ayrılmak zorunda olmamız çok yazık. | Open Subtitles | من العار أن نترك هذا المكان بعد كل هذا الوقت |
Bayan du Maurier, bu geceye kadar tanışmamış olmamız çok yazık. | Open Subtitles | مسز دو مورير، ياله من العار ألا نجتمع قبل اليوم |
Ne yazık ki artık bu şehirde araba kullanırken güvende değilsiniz. | Open Subtitles | من العار أنك لا تستطيع القيادة بأمان في هذه المدينة بعد الآن |
Kaynaklarını daha iyi yönetemiyor olmaları bir utanç. | Open Subtitles | من العار أنهم لا يستطيعون إدارة مواردهم بشكل أفضل |
Tenez'in işçisi o çocuğun başına gelenler çok üzücü. | Open Subtitles | من العار ما حدث لذلك الفتى و الذي يعمل كموظف لديها |
utancından öne eğilsin başın, işte böyle. Herpeto-ezik seni. | Open Subtitles | نكس رأسك من العار أيها الفاشل في علم الزواحف والبرمائيات. |
Pekala, söyleyeceğim son şey, bence sevgiden doğan yanlış anlaşılmanın, ikimiz için de harika olabilecek çiçeklenmekteki arkadaşlığımıza negatif etki etmesi büyük utanç olur. | Open Subtitles | حسناً، آخر شيء سأقوله هو ان هذا سيكون من العار إن كان سوء تفاهم تولد من حب احدث نتائج سلبية على صداقة مُزهرة |
Ah, o bizim şeref konuğumuz, bir tabak çorbada boğulsaydı, çok ayıp olurdu. | Open Subtitles | أوه، سيكون من العار أن يكون ضيفنا الشرف يغرق في طبق من الحساء |
Dışarı çıkın ve bizi utançtan öldürmeden onlara hoş geldin deyin. | Open Subtitles | أخرج و دعهم يرحبون بهم قبل أن نموت من العار |
Beynini o kadar çok utanç ve suçluluk duygusuyla doldurdunuz ki ilk fırsatta kendisine zarar vereceğinden emindiniz. | Open Subtitles | لقد ألهبت عقلها بكثير من العار والشعور بالذنب و هذا مما يمنح الفرصة التي تعرفها بأنها ستعمد إلى إيذاء نفسها |
O zaman daha erken gelememen yazık olmuş, teyzenle ölmeden önce zaman geçirememen. | Open Subtitles | حسناً، إنه من العار بأنكِ لم تظهري في وقت قريب تقضين فيه بعض الوقت مع عمتكِ قبيل وفاتها |