Bu insanların birçoğu köleydi veya kölelikten kurtulan bir nesildi. | TED | العديد من هؤلاء الناس كانوا عبيدًا أو كانوا جيلًا حُرّر من العبودية. |
4 milyon insan kölelikten çıkarıldı ve sonra atıldı, | TED | أربعة ملايين شخص تم تحريرهم من العبودية وبعدها تم التخلي عنهم. |
Biz bir söz verdik biz hiç bir şekilde insanların bizim közümüz altımda kölelikten çıkıp ikinci sınıf vatandaş olmarına izin vermiyeceğiz. | TED | لقد تعهدنا أننا أبدا لن نترك البشر يتخلصون من العبودية ويصبحوا رقما في سجلنا، لينتهوا كمواطنين من الدرجة الثانية. |
Esaret yıllarını azaltma karşılığında risk girecek birini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف شخصا أخر سيكون راغبا في اقتحام الخطر مقابل سنوات من العبودية |
Pekâlâ kızım, 12 Dakikalık Esaret sona ersin artık. | Open Subtitles | حسناً يا فتاة، حان وقت ختم الـ 12 دقيقة من العبودية. |
Halkını esaretten kurtarabilmek için Teal'c her şeyden vazgeçti. | Open Subtitles | تيلك تخلى عن كل شيء لنتمكن من تحرير شعبه من العبودية |
Sadece o zaman bu kölelik vasiyetine hitap edip onunla yüzleşebilir, ve bu çirkin vasiyeti yerinden sökebiliriz. | TED | لكن عندها وعندها فقط باستطاعتنا في الواقع تحديد ومواجهة هذا الإرث من العبودية وتفكيك هذا الإرث البشع للرق. |
İnsanlık tarihinde kölelikten daha fazla nefret ettiğim bir müessese yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد حكم أجحاف بحق البشرية أكثر من العبودية |
Galaksinin dört bir yanında milyarlarca insanı binlerce yıllık bir kölelikten kurtardık sonra da birbirimizin sırtlarını sıvazlayıp onları hiç hayatta kalma şansları olmadan bıraktık. | Open Subtitles | لقد حررنا بلايين الشعوب بعد آلاف السنين من العبودية وفي كل انحاء مجرتنا وبعدها انسحبنا |
Kendimizi kölelikten arındırıp bu baş belası savaşa son vermezsek, insani değeri ve anlamı olan hiçbir şey başaramam! | Open Subtitles | لا أستطيع إنجاز أي شيء ذو معنى إنساني أو شيء يستحق حتى نعالج أنفسنا من العبودية وإنهاء هذه الحرب الوبائية |
kölelikten, yeniden yapılanmaya, şu anda durduğumuz uçurumda zayıf, beyaz adamlar, teskin etmek için acımasız yalanlar sunarken güçlü, beyaz adamların dünyaya hükmettiğini gördük. | Open Subtitles | من العبودية لعهد الإعمار إلى الهاوية التي نقف عندها الآن، شاهدنا رجالا بيض أقوياء يحكمون العالم، |
- Danları öldürüyor, kölelikten sağ kurtuluyor. | Open Subtitles | انه يقتل الدنماركيين انه ينجو من العبودية |
Dört milyon insan, kölelikten kurtuldu. | Open Subtitles | قد وقّع وثيقة، حررت أربعة ملايين شخص من العبودية. |
kölelikten kar sağlayan biri için gayet manidar. | Open Subtitles | إن هذا الكلام الصادر من رجل ،ينتفع من العبودية عميق |
- Danları öldürüyor, kölelikten sağ kurtuluyor. | Open Subtitles | انه يقتل الدنماركيين انه ينجو من العبودية |
Eskiden kölelikten kaçana kadar yıllarca KızıIderililerle beraber yaşamıştın. | Open Subtitles | أنت عشت مع الهنود لسنوات عندما تحررت من العبودية |
Daha fazla Esaret, daha fazla ölüm. | Open Subtitles | المزيد من العبودية ،المزيد من الموت |
O bizi Esaret'ten kurtardı. O bizi seçti. | Open Subtitles | لقد انقذنا من العبودية اننا اختياره |
esaretten özgürlüğe, özgürlükten zenginliğe zenginlikten refaha, refahtan duyarsızlığa... duyarsızlıktan esarete. | Open Subtitles | من العبودية للحرية من الحرية للرفاهية نم الرفاهية للتذمر من التذمر للفوضى من الفوضى للعبودية مرة ثانية |
Esir edilmiş kişiler, 20'lerinin ortalarına kadar bir sözleşmeli kölelik dönemi yerine getirmeye zorlanmıştı. | TED | أولئك الذين كانوا مستعبدين وقتها كانوا مجبرين على قضاء فترة من العبودية التعاقدية حتى منتصف عشرينياتهم. |