- Haritalarda bu ada gözükmüyor. - Sizi bulmamız bir mucize. | Open Subtitles | هذه الجزيرة ليست موجودة في الخرائط من العجيب ان وجدناكم .. |
Aslında hâlâ elektriğin olması bile bir mucize. | Open Subtitles | في الحقيقة، من العجيب أن الكهرباء لا تزال موجودة |
Buraya, kız istemeye gelen biri gibi elinde güller ve bir kutu şekerle gelmemen bir mucize. | Open Subtitles | ، من العجيب أنك لم تأتي هنا كعاشق ... محمل بالورود وعلب الحلوى |
Seni ayakta tutabilmeleri şaşırtıcı ama yapıyorlar. | Open Subtitles | من العجيب أنهما قادرتان على حملك لكنهما يستطيعات على ذلك |
Çünkü söylemeliyim, eğer taşıyorsan ayakta kalman şaşırtıcı, tek başına. | Open Subtitles | لأنني يجب أن أقول أنه لو كنت كذلك فإنه من العجيب أن تستطيعي الوقوف، ناهيك عن الإبصار |
Birbirimizi öldürmemiş olmamız hayret uyandırıcı. | Open Subtitles | من العجيب أننا لم نقتل بعضنا |
Birbirimizi öldürmemiş olmamız hayret uyandırıcı. | Open Subtitles | من العجيب أننا لم نقتل بعضنا |
Hala hayatta olması bir mucize. | Open Subtitles | أنه من العجيب أن يكون حياً |
- Vera'nın tavrı karşısında bunu saat başı söylememiş olmam bir mucize. | Open Subtitles | -فيرا في النهاية... .. بأسليبها , من العجيب أنني لم أقل ذلك كل ساعة |
Davenportları kandırmayı başardığın küçük bir mucize bu. | Open Subtitles | من العجيب أنكي أستطعت خداع آل (دافينبورت) لا ,انظر,أنا آسفة |
Ve eğer büyüme çağında bir çocuk isen ve bunlar senin yiyeceğin ne olduğu ile ilgili tek tecrüben ise, bu ülkede bu kadar büyük bir problemin olması hiç de şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | أن تترعرع هنا كون تجربتك للطعام محصورة ومعرفتك ما هو الطعام فليس من العجيب وجود مشكلة ضخمه |
Bir adamın, beraber olmak için bu kadar çekici olması ve gitmek için bu kadar duyarsız olması şaşırtıcı. | Open Subtitles | كم هو من العجيب كيف يكون سحر الرجلعندمايريدأنيفعل شيئاًما... وكم يكون قاسياً عندما يريد إنهاء شيئاً ما |
...orada hâlâ yer kalmış olması çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | من العجيب انه ما زال عندي مساحة |
- Daha önce olmaması şaşırtıcı. | Open Subtitles | من العجيب أن هذا لم يحصل سابقًا. |