Saniyeler içinde bilgisayar Dünya toplumuna karşı suçu kanıtlanmış bir kanun kaçağı seçecek. | Open Subtitles | في خلال ثواني الكمبيوتر سيختار عشوائياً هارباً من العدالة مجرماً في مجتمعنا العالمي |
Zararsız şeyler, hele adamın bir kanun kaçağı olduğu düşünülürse. | Open Subtitles | لم يظهر علية شيئاً بإعتبار انة هارب من العدالة |
Düşmanınızın iş arkadaşları, herhangi bir kanun gücünden çok daha çabuk ve acımasız bir biçimde kendi adalet anlayışlarını uygulayacaklardır. | Open Subtitles | عدوك متعلق بإرسال نسخته من العدالة أسرع من عميل سلطة قانونية لكنهم أحياناَ أكثر قسوة |
Demek eninde sonunda dünyada bir çeşit adalet var. | TED | اذن هنالك نوع من العدالة في العالم فوق كل شيئ |
Çocuklarımıza veya torunlarımıza bırakmak istediğimiz mirası düşündüğümüzde bir adalet mirası bırakmayı düşünmeliyiz. | TED | وعندما نفكر في نوع الميراث الذي نريد تركه لأبنائنا أو أحفادنا، فكروا في ترك إرثٍ من العدالة. |
Bu iste zalim bir adalet var. | Open Subtitles | هناك نوع ما من العدالة الخبيثة بخصوص هذا |
Serbest bırakıldıktan sonra, adaleti aramamam söylendi. | TED | بعد إطلاق سراحي، أَُبلغت بأن لا أسعى للحصول على أي نوع من العدالة. |
Suçunu kabul et, böylece mucizevi İngiliz adaleti sayesinde Kamu Hizmeti Cezasına çarptırılacaksın. | Open Subtitles | اعترف بالذنب, وبمعجرة من العدالة البريطانية، ستحصل على خدمة اجتماعية مريعة |
Öyleyse bugünkü ikinci Soulsearch'ümüz bir kanun kaçağı değil, ama siz ona şey kaçağıda diyebilirsiniz... | Open Subtitles | بإستخدام البحث عن الروح اليوم نبحث عن فرد غير هارب من العدالة لكن ربما نقول أنه هارب من |
Aranan bir kanun kaçağıydı. | Open Subtitles | لقد كان مطلوبًا فارًا من العدالة |
Evimde bir kanun kaçağı var. | Open Subtitles | هناك هارب من العدالة في منزلي |
O bir kanun kaçağı. | Open Subtitles | إنه هارب من العدالة |
Danny uyuşturucu kaçakçılığından aranan bir kanun kaçağı. | Open Subtitles | "داني" مجرد مهرب مخدرات هارب من العدالة |
Açıkça sen derin bir adalet duygusu olan bir adamsın. - Sorun? | Open Subtitles | يبدو أنّك رجل تحظى بشعور عميق من العدالة. |
Hafta sonu dağıtacağı adalet mahkemelerin 10 yılına bedel. | Open Subtitles | سيحقق قدراً من العدالة في يومين فقط، أكثر من 10 أعوام قضيتها أنت في المحكمة والقضاء |
-Senin mahkemelerinin 10 yılda yapacağından fazla adalet dağıtacak | Open Subtitles | سيحقق قدراً من العدالة في يومين فقط، أكثر من 10 أعوام قضيتها أنت في المحكمة والقضاء |
Eğer insanların inandığı bir adalet biçimi varsa sanırım Bobby Long'unki bir şarkıydı. | Open Subtitles | وأعتقد انه لو أرد الناس أن يؤمنوا في نوع من العدالة فإن بوبي لونج قد حصل على عدالته في مقابل أغنية |
Çok güçlü bir adalet duygusu altında hareket ediyor olmalı. | Open Subtitles | هذا الشخص يتصرف تحت احساس قوي من العدالة |
Ama arada sırada adaleti sağlamada küçük roller oynayabilirim. | Open Subtitles | لكنني لا امانع في قليل من العدالة من وقت لإخر |
Amanda Tanner ve Gideon Wallace için adaleti sağla, lütfen. | Open Subtitles | أرجوك حقق شيئًا من العدالة لأماندا تانر وغيدين والس |