Sizi suçlayamam. İşim gereği, size bir düşman gibi görünmüş olabilirim. | Open Subtitles | أنا لا ألومك ، نظرا لعملي، جئت . كمبعوث من العدو |
Ona da zorba Kuzeyliyi bir düşman gibi görüp görmediğini sordun mu? | Open Subtitles | هل سألتها ان كانت تنظر اليك كجندى من العدو ؟ |
bir düşman denizaltısı, taşıyıcı savaş konvoyuna sızmaya çalışır. | Open Subtitles | محاولة للتسلسل من العدو في مجموعة من الغواصات |
Ve gecenin karanlığında dostu düşmandan ayırmak için sadece birkaç saniyeniz olacak. | Open Subtitles | وفي عتمة الليل لديكم أجزاء من الثانية لتمييز الصديق من العدو |
Bir arkadaşın ölümcül husumetinden daha büyük bir düşmanlık yoktur. | Open Subtitles | لايوجد عدوٌ أعظم . من العدو الّلدود للصديق |
Esir alınmış bir düşman askerine virüsü bulaştırıp serbest bırakacaklar, birbirlerine bulaştırıp kendilerini öldürmelerine izin verecekelrdi. | Open Subtitles | وللإفراج عن أسير من العدو مصاب بالفايروس وجعله يصيب أصدقاءه الجنود حتى يقتلوا بعضهم بعضاً |
Hava desteği beklerken köşeye sıkıştıkları sırada bir düşman el bombası, mevkilerine atılmış. | Open Subtitles | و بينما كانوا متمركزين في إنتظار الدعم الجوي قنبلة يدوية من العدو قد إخترقت صفوفهم |
Efendim, sizin en sıkı taraftarınız olmadıkları bir gerçek ama inanın, B613 ne sizin ne de herhangi bir dünya liderinin... sahip olmak isteyeceğiniz bir düşman değil. | Open Subtitles | يا سيدي, الآن هم أكبر المعجبين بك ثق بي, هو B613 ليس هذا النوع من العدو أن أي زعيم عالمي تريد أن يكون |
Orada bunun bir düşman oyunu olduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | هم يعتقدون انها خدعه من العدو |
Karşınızda başkası tarafından kontrol edilen kişiler varsa bazen dostu düşmandan ayırmak zor oluyor. | Open Subtitles | عندما تواجه أشخاصاً تمت السيطرة عليهم، فمن الصعب أحياناً أن تُميّز الصديق من العدو. |
Dostu düşmandan ayırmak imkânsızdı. | Open Subtitles | كان من المستحيل كشف الصديق من العدو . |
Bir arkadaşın ölümcül husumetinden daha büyük bir düşmanlık yoktur. | Open Subtitles | ، لايوجد عدو أعظم . من العدو الّلدود للصديق |