Başarının, biraz veya birçok başarısızlıktan geçtiğini öğrendik. | TED | علمنا أنه لا يمكن أن يكون النجاح دون القليل، أو الكثير من الفشل. |
Bu "başarısızlıktan korkma" diye[br]adlandırılan klasik bir durumdur | Open Subtitles | أعتقد أن ما لدينا هنا هو حالة معتادة للخوف من الفشل |
- Başarısızlık ihtimalimiz %26. | Open Subtitles | هناك نسبة 26% من الفشل. |
- Başarısızlık korkusu! | Open Subtitles | الخوف من الفشل! انعدام الثقة! |
Senin gibi beceriksizlikle dolu geçmişi olan birinin Leydi Sansa'yı korumasını neden isteyeyim? | Open Subtitles | لماذا أرغب أن تحرس إمرأة بتاريخكِ من الفشل ليدى "سانسا"؟ |
Senin gibi beceriksizlikle dolu geçmişi olan birinin Leydi Sansa'yı korumasını neden isteyeyim? | Open Subtitles | لماذا أرغب أن تحرس إمرأة بتاريخكِ من الفشل ليدى "سانسا"؟ |
Warrick Tennyson, kalp ve böbrek yetmezliğinden ölmek üzere. | Open Subtitles | وارك تينسون يموت من الفشل كلوي ومرض القلب |
Harvard'da biyoloji öğrettiğim 41 yıl boyunca, maalesef, çok zeki öğrencilerin, akademik kariyer olasılığına ve hatta zorunlu olmayan bilim dersleri dahi almaya, başarısızlık korkusu yüzünden sırt çevirdiklerine tanık oldum. | TED | خلال 41 عاما من تدريس علم الأحياء في جامعة هارفرد، رأيت بحزن الطلاب العباقرة يُبعَدون عن مهنة علمية محتملة أو حتى أخذ المواد الإختيارية في العلوم لأنهم كانوا يخافون من الفشل. |
Casey'in demeye çalıştığı şu, Higgins'e göre başarısızlığın olmaması başarılı olmak demektir. | Open Subtitles | كيسي ما أحاول أن أقول هو ، يعرف النجاح هيغنز ، وغياب من الفشل. |
Birileri ona bokun sıra dışı olduğunu söylemeliydi ama başarısızlıktan o kadar korkuyor ki giderek çaresizleşiyor. | Open Subtitles | على أحد أن يخبره أن هذه الأشياء سيئة لكنه خائف جداً من الفشل يا رجل إنه يصبح أكثر يأساً |
Bazen, başarısızlıktan ziyade başarıyla daha zor baş ettiğini düşünüyorum | Open Subtitles | أحياناً اشعر أن معاناتها مع النجاح أكثر من الفشل |
Belki de sadece başarısızlıktan korkudur. | TED | أو ربما هو مجرد الخوف من الفشل. |
Hayatta başarısız olmakla ilgili düşündüğümüzde, başarısızlığı düşündüğümüzde, başarısızlıktan korkmamızın nedenlerinden biri gelirimizi kaybetmek, statümüzü kaybetmek değildir. | TED | عندما نفكر بالفشل بالحياة ، عندما نفكر بالفشل، احد اسباب خوفنا من الفشل هو ليس فقط خسارة في الارباح او خسارة في المرتبة. |
Buradaki tüm grup, iki kızkardeş ve br erkek kardeş böbrek yetmezliğinden vefat etti. | Open Subtitles | ومجموعة هنا مكونة من اختين و اخ ماتو من الفشل الكلوي |
Bu halk arasında bilinen klasik bir "başarısızlık korkusu" durumu. | Open Subtitles | أعتقد أن ما لدينا هنا هو حالة معتادة للخوف من الفشل |
Ama kimse başarısızlığın arkasında durmak istemez. | Open Subtitles | ولكن لا أحد يبلغ من الفشل. |