Alman bombardıman uçakları, yeterli sayıda ağır bomba taşımak üzere tasarlanmamıştı. | Open Subtitles | القاذفات الألمانيه لم تُصمم بحيث تقوم بنقل حمولات ثقيله من القنابل |
Daha yeni bir sürü bomba vardı. Fakat sen 50'lilerin havasını yaşamak zorundaydın. | Open Subtitles | كان يوجد الكثير من القنابل الجديدة، لكن رغبت بأخذ ذات عمر الخمسين عام |
34 günlük savaş sırasında Lübnan'da 4 milyon PTB(Parça tesirli bomba) parçacığı etrafa saçılmıştı. | TED | تقديرات ب4 ملايين من القنابل العنقودية نثرت في أنحاء لبنان خلال الصراع الذي دام 34 يوماً. |
Kadınlar ve çocuklar bombalardan kaçıyor, yemek ve sığınak arıyordu. | Open Subtitles | نسائ و اطفال يهربون من القنابل بحثاً عن الطعام والملجأ. |
Uygun eğitimle, bizi bombalardan kansere kadar görünmeyen tehditlere karşı bile uyarabilirler. | TED | مع التدريب المناسب ويمكن أن ينبهنا على التهديدات الخفية من القنابل حتى مرض السرطان |
Tanktan el bombası getir. Hadi. | Open Subtitles | أحضرلي بعضا من القنابل اليدوية من الدباب.. |
Bu bomba imha üniteleri isim alıyorlar. | TED | يتم إطلاق أسماء على الوحدات التي تتخلص من القنابل. |
İstemiyorum zaten. Geri dönüp biraz daha bomba getir. | Open Subtitles | لا أريدك أن تأتي، أدر ظهرك و أحضر المزيد من القنابل |
Sonra, bu ufaklıkların her biri 25 megatonluk bomba taşır. | Open Subtitles | ثم ,كل واحد من الآليين يحمل 25 ميجا طن من القنابل |
Gereğinden fazla bomba yükleyecekler... yani 1 'e 30, daha havalanırken parçalanıp havaya uçacağız. | Open Subtitles | سيحملونا الكثير من القنابل لذا النسبة 30 لـ 1 أن نتحطم و ننفجر بعد الإقلاع مباشرة |
Belli ki evin arka tarafına bir tür bomba veya molotof kokteyli atılmış. | Open Subtitles | نوعا ً من القنابل تم رميها على خلف المنزل و أخرى تم رميها على جانب المنزل, بما أراه |
Belli ki evin arka tarafına bir tür bomba veya Molotof kokteyli atılmış. | Open Subtitles | نوعا ً من القنابل تم رميها على خلف المنزل و أخرى تم رميها على جانب المنزل, بما أراه |
Evet, Drusilla haklısın. Bu bina 50'li yıllarda bir bomba sığınağı olarak inşa edilmiş. | Open Subtitles | نعم أنت على حق, هذا كان أصلاً ملجأ حماية من القنابل فى الخمسينات |
Bir tür kimyasal bomba olması lazım. | Open Subtitles | ثمة سلاحا في الشحنه. اعتقد انه نوع من القنابل الكيميائيه. |
Ve sonra ardından üç-megaton bomba bıraktık. | Open Subtitles | وبعد ذلك ألقينا ثلاثة مليون طن من القنابل |
Pekala. Şey, işini bitirdikten sonra bomba korunağı ile gel. Hiç komik değil! | Open Subtitles | حسنا حسنا احصل على ملجأ الحماية من القنابل بعد ان تخترق هذا ليس مضحكا كيف حالك؟ اهلا بن |
Ne çeşit bomba kullanıldığını belirlediniz mi? | Open Subtitles | هل حددتَ أيّ نوع من القنابل التي أستخدمت؟ |
Demek istedikleri şey, neleri savunduğumuz attığımız bombalardan daha önemli. | TED | ما يقصدونه هو أن مبادئنا هي أهم من القنابل التي نرميها. |
Bu şekilde kendimizi bombalardan ve onların yol açabileceği herhangi bir hasardan koruduğumuzu sanıyorduk. | Open Subtitles | بهذه الطريقة كنا نظن أننا نحمي أنفسنا من القنابل ومن أي ضرر من الممكن أن يلحق بنا |
Suliman'ın gücünün sarayı bombalardan koruduğu bir gerçek. | Open Subtitles | انه صحيح ان قوة سوليمان تحمي المكان من القنابل |
el bombası için fazla uzak, top atışı için fazla yakın. | Open Subtitles | بعيدون جداً من القنابل قريبون جداً من المدفعية |
Mümkün olduğunca el bombası ve cephane getirin. | Open Subtitles | أجلب اكبر عدد من القنابل و الرصاص إن أمكن |