Belki biraz kafein hangi zaman dilimi içinde olduğumu anlamama yardımcı olur. | Open Subtitles | ربما جرعة من الكافيين . ستساعدني في معرفة الوقت الذي أنا فيه |
Şu an seni anlamak için vücudumda yeterli kafein yok. | Open Subtitles | ليس لدي ما يكفي من الكافيين في جهازي لأفهمك الآن |
O çok fazla kafein almış ama görüntülere bakılırsa kadın güçlü birisine benziyor. | Open Subtitles | لقد تناول الكثير من الكافيين ولكن الأمن يقترح أنها أحد الشخصيات ذوي النفوذ |
- Tamam. Sizin için sandviç hazırladım. Bir de Kafeinsiz buzlu çay. | Open Subtitles | لقد أعددت لكِ بعض الشطائر وأحضرت لكِ الشاي المثلج الخالي من الكافيين |
Tek zevkim şu bir fincan kahve o da Kafeinsiz çünkü hamileyim! | Open Subtitles | فرحتي الوحيدة هي عند شربي لفنجان قهوة والذي هو خال من الكافيين وذلك لأنني حامل |
Ne tür bir gerzek Kafeinsiz içer ki? | Open Subtitles | أي نوع من الحمقى يشرب قهوة خالية من الكافيين بأية حال؟ |
Öğleden sonra buluşmuştuk ve kafein limitini çoktan doldurmuştu. | TED | لقد تقابلنا في الظهيرة وكان بالفعل قد تناول أكثر مما يجب من الكافيين |
600 miligram kafein aldım, hiç alkol almadım. | TED | وقد تناولت 600 ملي غرام من الكافيين و صفراً من الكحول |
Havamız temizdir. Yemeğimiz çeşitlidir ve suyumuzda kafein ücretsizdir. | Open Subtitles | هوائنا نظيف ، طعامنا وفير ومياهنا خالية من الكافيين |
Neyse, bu bokun içinde çok fazla kafein var. | Open Subtitles | حسنا , على اى حال يوجد الكثير من الكافيين فى هذا الشىء |
Kredi kartındaki bilgileri doğru varsayarak şu an günlük kafein ihtiyacını karşılamaya gidiyor olmalı. | Open Subtitles | بافتراضِ أنّ بياناتِ بطاقته الاعتماديّة صحيحة، فيجب أن يتناول جرعته اليوميّة من الكافيين. |
Bir kahve bakiresi için bu kadar kafein. | Open Subtitles | هذا قدر كبير من الكافيين على فردٍ عفيف من الكافيين |
Kredi kartına göre, hesap özetleri yalan söylemez günlük kafein ihtiyacını karşılamak üzere yolda olmalı. | Open Subtitles | بافتراضِ أنّ بياناتِ بطاقته الاعتماديّة صحيحة، فيجب أن يتناول جرعته اليوميّة من الكافيين. |
Dün akşamdan sonra biraz kafein lazım diye düşündüm. | Open Subtitles | نحتاج الى القليل من الكافيين بعد ليلة البارحة |
Çok fazla kafein aldım, iyi düşünemiyorum. | Open Subtitles | ،حصلت مايكفينيّ من الكافيين بذهنيّ سلفاً بالكادِ أستطيع التفكير بروية |
Haydi, Kafeinsiz kahvem olacaktı. | Open Subtitles | تعال, اعتقد أني أملك قهوة خالية من الكافيين |
Kafeinsiz kahvesi varmış. | Open Subtitles | لا بأس , هي تعتقد أنها تملك قهوة خالية من الكافيين |
Onun Kafeinsiz olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أتعلم, لا أظن تلك القهوة كانت خالية من الكافيين |
Sana biraz kahve getireceğim. Ama seni uyarmak zorundayım,... bu tesiste sadece Kafeinsiz kahve bulunur, tamam mı? | Open Subtitles | سأحضر لكِ بعض القهوة , لكن عليّ تحذيركِ فهذه المنشأة لا تقدّم سوى القهوة الخالية من الكافيين , مفهوم ؟ |
Umarım, bugün Kafeinsiz kahveleri vardır. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون لديهم قهوة خالية من الكافيين اليوم |