Seninle baba oğul gibi vakit geçirmemiz çok güzel, Baba. | Open Subtitles | من اللطيف أن نمضي معاً هذه اللحظات الأبوية، يا أبي |
Sorunlarımızı kendimizin halletmemize izin vermenin çok güzel olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | إنها تعتقد انه من اللطيف أن تدَعِينا نقرِّر الأمور بأنفُسِنا |
Biliyor musun, şunu söylemeliyim ki evde bir erkeğin olması gerçekten çok güzel. | Open Subtitles | أتعلمين؟ يجب أن أقول بانه من اللطيف أن يكون هناك رجل في المنزل |
Bir kez de olsa aklımı kullanarak zafer kazanmak güzeldi. | Open Subtitles | كان من اللطيف أن أنتصر مرةً بإستخدام عقلي |
Evde yardımcı olacak birinin olması, senin özgürlüğünün kısıtlanmaması iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لكن فقط لمدّة 3 أيّام في الأسبوع فقط إعتقدتُ أنّه من اللطيف أن |
Cumartesi'nden sonra bu gösteri için gelen kızlardan bir kaçının etrafta olması ne güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون من اللطيف أن تُبقي على القليل من مسابقات الفتيات بعد يوم السبت، كما تعرف؟ |
Bu arada, sosisi yumurtalarının soluna devrilen birini daha görmek güzel. | Open Subtitles | بالمناسبة، من اللطيف أن ألتقي بشخص آخر لحمه متوقف على بيضه |
Konuşacak birisinin olması güzel, değil mi? | Open Subtitles | من اللطيف أن تجدي أحدا تتحدثين معه، أليس كذلك؟ |
Oy ya, sonunda yer çekimli yatakta uyumak çok güzel. | Open Subtitles | من اللطيف أن انام على فراش مع وجود الجاذبية مجدداً |
Doktora göre de birlikte vakit geçirmeniz çok güzel olacak. | Open Subtitles | والطبيب يظن أنه سيكون من اللطيف أن تقضيا وقتاً سوياً |
Geçici bir sürü işte çalışman çok güzel. | Open Subtitles | أعتقد أنه من اللطيف أن يكون لديك أكثر من عمل من هذه الأعمال المؤقتة |
Bunca yıl sonra bunu duymak çok güzel | Open Subtitles | من اللطيف أن نسمع ذلك بعد كل هذه السنوات |
Burada arkadaşlarımın ve hatta gerçek bir ağabeyimin olduğunu bilmek çok güzel. | Open Subtitles | من اللطيف أن أعرف أن لدي أصدقاء رائعين هنا وأخ حقيقيّ |
Konuşurken gerçekten seni anlayabilecek birisinin olması çok güzel. | Open Subtitles | من اللطيف أن يكون لديك شخص للتحدث معه شخص ربما يستطيع أن يفهمك |
Bu doğru değil, ama bunu söylemen çok güzel. | Open Subtitles | لا تقولين الحقيقة ولكن من اللطيف أن تقولي هذا لي |
Beni hiç hayal kırıklığına uğratmayan, beni yargılamayan 50'nci yaş günüme yeni yapılmış piercing'lerle ve Pogo adında Filipinli bir çocukla geç gelmeyen bir yaratığım olması güzeldi. | Open Subtitles | من اللطيف أن يكون هناك مخلوق في حياتي لا يخيب ظني 352 00: 19: 02,074 |
Ama yine de oradakilerin, Kara Şövalyeler Tarikatı tarafından kurtarılması güzeldi. | Open Subtitles | لكن، من اللطيف أن الجميع قد أُنقذوا من قبل أولئك الأشخاص من منظمة الفرسان السود |
Onu da davet etmeniz iyi olur. Bu kadar büyütecek ne var? | Open Subtitles | سيكون من اللطيف أن نشمله ما هو الأمر المهم في ذلك ؟ |
Biraz hareketlilik iyi olur. Arthur üniversiteye gittiğinden beri ortalık çok sakin. | Open Subtitles | من اللطيف أن يكون هناك إثارة هنا كان المكان هادئاً منذ ذهب آرثر للجامعة |
Seni hala hatırlayan bir arkadaşının var olması ne güzel! | Open Subtitles | كم من اللطيف أن لا يزال يتذكرك أحد أصدقاءك |
Çiftlikte kalmak zorunda olmadan işler devam etse ne güzel olurdu. | Open Subtitles | أفترض أنه سيكون من اللطيف أن لا أضطر للاستمرار بكل ذلك العمل في المزرعه |
Evet, şey ... Umarım istediğin olur. Bu ailede yeni fertler görmek güzel olurdu. | Open Subtitles | آمل أن تنجح في ذلك , من اللطيف أن تنمو عائلتنا أتمنى أن تتبنى ذلك الطفل , أظنك ستفلح كأب |
Nihayet buralarda içinde biraz umut ve insanlık olan birilerini görmek güzel. | Open Subtitles | من اللطيف أن أرى شخص بالجوار لديه القليل من الإيمان بالإنسانية |
Yanımda büyüye yatkın birinin daha olması güzel. | Open Subtitles | من اللطيف أن يكون لديكِ صديق سحري بجانبك |