Ve ne kadar şaşırtıcı da olsa, bilin bakalım başka kim vardı orada? | Open Subtitles | والتي حولت ديونك الي وكذلك من المدهش هل تعرفين من كان هنالك ايضا؟ |
gerektiği gibi motive olmuş bir adamın yapacakları çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | من المدهش ما يستطيع أن يفعله الإنسان عندما يكون مندفعاً |
Bir kez kapını açtığın zaman bir kadının ne kadar zarar vereceği şaşırtıcı. | Open Subtitles | من المدهش كم من الضرر يمكن أن تفعله امرأة حينما تتركها على الباب |
Ve düşündüm ki, daha taze bir yaranın üzerinde sanki bir yarış varmış gibi düşünmek hayret verici birşey. | TED | وفكرت أنه من المدهش أن نخمن كما لو كانت منافسة، على أمر أعتبره جرحا نديا |
Ve herkes bir arı kovanı açmalı, çünkü bu muhteşem ve inanılmaz bir şey. | TED | ويجب على الجميع فتح خلية نحل ، لأن هذا أكثر من المدهش ، شيء لا يصدق. |
Yüzünüzün duygularınızı bu kadar çok yansıtıyor olması inanılmaz. | Open Subtitles | من المدهش أنك لا تدرك مدى إظهار تعبيرات وجهك لمشاعرك |
Bu biraz şaşırtıcı, fakat birkaç çalışma, fiziksel bir eylem bir kez yapıldığında, yalnızca hayal edilerek pekişebileceğini öne sürüyor. | TED | من المدهش بعض الشيء أن عدداً من الدراسات تشير إلى أنه بمجرد القيام بحركة بدنية، يمكن تحسينها فقط عن طريق تخيلها. |
Anneme babamı hiç tanımadım. Delirmemiş olmam şaşırtıcı. | Open Subtitles | انا لم اعرف اهلي قط و من المدهش انني عاقل |
Evimde bir kadının şarkı söylemesi oldukça şaşırtıcı, değil mi? | Open Subtitles | من المدهش أن تسمع امرأة تغنى فى منزلى هه |
Hayatın çok küçük bir bölümünün anlamlı anlardan oluşması ne kadar şaşırtıcı. | Open Subtitles | لآخر مرة بقيت معي خلال سنوات حياتي من المدهش دائماً كيف أن جزء صغير من الحياة |
Bir keşfin herşeyi nasıl değiştirdiğini görmek şaşırtıcı. | Open Subtitles | من المدهش كيف أن إكتشاف واحد يمكنه تغيير كل شئ |
Mayaların ölüler diyarını simgelemek üzere ölü bir yıldız seçmesi ne kadar da şaşırtıcı. | Open Subtitles | .من المدهش ان تختار قبائل المايا نجماً يحتضر ليمثل عالمها الآخر |
Bu kadar yağışla, dünyanın çoğu büyük nehrinin yağmur ormanlarının içinde olması da şaşırtıcı değildir. | Open Subtitles | مع الكثير من الامطار ، ليس من المدهش ان العديد من أكبر أنهار العالم يوجد في غابات الأمطار الإستوائيةِ |
Bu videoları tekrar tekrar izleyebilmek ne kadar şaşırtıcı. | Open Subtitles | من المدهش أن تشاهد هذه اللقطة مراراً وتكراراً |
Bu kadar çok kötü adamın yüksek ünvanı olması çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | هل تعلمين، من المدهش امتلاك الأوغاد الممتازين لدرجات متقدمة |
Nerede olursan ol, yine de güzelliği bulabilmek şaşırtıcı değil mi? | Open Subtitles | اليس من المدهش كيف لازلت بامكانك ايجاد الجمال في اي مكان تكونين فيه ؟ |
Bu arada, yaptığın makarna küpeler hayret verici şekilde takılabilir şeyler. | Open Subtitles | بالمناسبة، اقراط المعكرونة التي عملتها، من المدهش انه يُمكن ارتداؤها |
hayret edici şey ise, bayıldığımız bu aydınlık sergilerin burada ve hatta dünyanın her yerinde aslında erkek ateş böceklerinin aşk şarkıları olmasıdır. | TED | من المدهش التفكير في أن هذه العروض الضوئية التي تبهرنا هنا وفي كل مكان حول العالم ما هي إلا أغنيات حب صامتة يغنيها ذكور اليراعات. |
Ve Bay Eiffel'in bu kule ile ilgili yazığı kitabı okudum. Ve ne kadar çok anladığı hayret vericiydi. | TED | وقد قرأت الكتاب الذي ألّفه السيد "إيفل" عن بُرجه. وكان من المدهش حقا كم هو فاهم. |
- Şunun altında muhteşem bir Porsche 'si var. | Open Subtitles | كيف حالك؟ لديه أكثر من المدهش بورشه تحت هناك. |
Geçen gece çok güzeldi. Oyuna dönmek muhteşem hissettirdi. | Open Subtitles | حظيت بالمتعة ليلة الأمس كان من المدهش العودة حول اللعبة مجدداً |
Bilimin yapabileceklerinin muhteşem olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | من المدهش فقط ما يستطيع العلم أن يفعلة، اعتقد هذا. |
Başım, vücudum ve kollarımın ayni anda rahatsız olması inanılmaz. | Open Subtitles | من المدهش كيف لرأسي وجسمي وساقيّ أن تكون غير مرتاحة في نفس الوقت |