Gündelik işlerde Muhtemelen düşük doğruluk ve düşük kesinlik oranıyla işlerinizi halledersiniz. | TED | من المرجح أن تتدبر أمرك في حياتك اليومية بدقة أو إحكام أقل |
Muhtemelen salata yüzünden ishal olmuş kızgın bir müşteri yapmıştır. | Open Subtitles | من المرجح أنه زبون غاضب أصيب بالإسهال من بوفيه السلطات |
Bu yangın alarmı Muhtemelen günün en heyecan verici şeyi olacak. | Open Subtitles | من المرجح أن إنذار الحريق هو أكثر الأشياء إثارة لهذا اليوم |
Erkek ne kadar büyük olur, ne kadar fazla kükrerse, kazanması mümkün olur. | Open Subtitles | كلما كان الذكر أكبر ، وأعلى هديراً كلما كان من المرجح أن يفوز. |
Haritada onun Muhtemelen seçim çalışmalarından dolayı Amerika'ya odaklandığını, fakat Orta Doğu'da da bir miktar bulunduğu görülüyor. | TED | ستلاحظون أنه يركز على أمريكا لأنه من المرجح أنه في الحملة الإنتخابية، لكن القليل من الحركة هنا في الشرق الأوسط. |
Bu birkaç gün içerisinde internette yerini alacak, Muhtemelen gelecek Salı gününe. | TED | سيكون متاحاً على الإنترنت بعد بضعة أيام، من المرجح الثلاثاء القادم. |
Muhtemelen okulda başarısını etkileyecek, iş olanaklarını daraltacak ve sosyal olarak da dışlanacak. | TED | من المرجح أن أداءه في المدرسة سيكون رديئا، وستكون له فرص منخفظة في نيل عمل جيد، وسيعاني من النبذ الاجتماعي. |
Çoğunluğun sarı toplar olduğu kutudan art arda üç mavi topu [Muhtemelen] çekemezsiniz. | TED | من المرجح أن لا تسحبوا بشكل عشوائي 3 كرات زرقاء على التوالي من الصندوق أغلب كراته صفراء. |
'Sanırım, Muhtemelen, olasılıkla' gibi kelimeler haber kaynağının dikkatli olduğu ya da daha kötüsü tahminde bulunduğunu gösterir. | TED | كلماتٌ مثل: أعتقد، من المرجح أو في الغالب تعني أن المذيع يحاول أن يكون حذرًا أو حتى أسوأ من ذلك، قد يكون يخمن. |
Muhtemelen şu anda, bu videoyu izlerken oturuyorsunuz. Oturma; kısa süreli olduğunda sorun yaratmayabilir ancak | TED | من المرجح أنك تشاهد هذا الفيديو وأنت جالس وبقاءك جالسًا بضع دقائق لمشاهدته هو أمر لا بأس منه |
Yaptılarsa, Muhtemelen Ground Zero da tam ordaydı | TED | اذا كان كذلك، لكان من المرجح ذلك في نقطة الصفر. |
Muhtemelen çoğunuz, CO2'yi bir kirletici olarak biliyorsunuz. | TED | من المرجح أن معضكم يظن أن ثنائي أكسيد الكربون ملوِّث. |
Muhtemelen en aktif üçü Tayland, Brezilya ve Nijerya, | TED | من المرجح أن تايلاند، البرازيل ونيجيريا هي الثلاث الأكثر نشاطًا، |
Açık pigmentli deri sadece bir kez değil, iki kez değil, Muhtemelen üç kez evrildi. | TED | البشرة الفاتحة تطورت ليس مرة واحدة، ليس مرتين، لكن من المرجح ثلاث مرات. |
Umarım gelirler. Ve bence Muhtemelen gelemeyecekler. | TED | آر . إس . : آمل أن يستطيعوا . و أنا أعتقد أنه من المرجح لا. |
Kim olduğumuzu bilmiyorlar ve bu umurlarında da değil. Bilselerdi, Muhtemelen alkışlamazlardı. | TED | لا يعرفون من نحن ولا يأبهون. وإذا إهتموا لكان من المرجح أن لا يصفقوا. |
Küreselleşmenin, Muhtemelen en dramatik değişimlerinden biri, ve bugün dünyamızda gördüğümüz en güçlü ekonomik araçlardan biri. | TED | من المرجح أن هذا من أكثر التحولات الجذرية على صعيد العولمة، وواحدة من أقوى أدوات الإقتصاد التي نشهدها في عالمنا اليوم. |
Bu şekilde yaşamaya devam ederse, büyük ihtimalle tekrar yataklara düşecek. | Open Subtitles | من المرجح أن يسقط مريضا ثانية, إذا تابع ايقاع حياته السريع |
büyük bir ihtimal dediklerini yanlış duymuşumdur, onlar da benim dediğimi yanlış duymuştur. | Open Subtitles | لذا من المرجح انني أخطأت في سماع كلامهم وهم أخطأوا في سماع كلامي |
Ama bilimin bize büyük ihtimal olacağını söylediği şeyleri şöyle bir düşünelim. | TED | لكن دعونا فقط نتمعن فيما يخبرنا العلم أنه من المرجح حدوثه. |
Bu dünyaya beş kez oldu bu arada. Bundan dolayı bir gün muhtemel olarak insan türü dünyadan tamamen yok olacaktır. | TED | وبالمناسبة، هذا حدث خمس مرات على سطح الكرة الأرضية، ولذلك من المرجح جدًا أن النوع الإنساني على الأرض سينقرض يوماً ما. |
Soru ise: Bu yapmaları ne kadar olası ve yaparlarsa da nasıl yapıyorlar? | TED | السؤال المفترض: كيف من المرجح أن يحدث ذلك، وإذا ما حدث، فكيف حدث ذلك؟ |