Pike malı sağlayanın hastaneden Vilmer diye biri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بيك قال ان الممون شخص ما من المستشفى يدعى فيلمر |
Hayır, hayır işe geri dönmek yok. Daha yeni hastaneden çıktın. | Open Subtitles | مهلاً، مهلاً، كلا، لا عودة إلى العمل خرجتِ للتو من المستشفى |
hastaneden getirdiğimiz o ufacık şey nasıl, böyle koca bir adam oluverdi? | Open Subtitles | كيف تحول ذلك الضعيف الذي عدنا به من المستشفى إلى هذا القوي؟ |
Neden yeni taburcu olduğun hastaneden bir bayan babanın ben olduğu izlenimine kapılmış? | Open Subtitles | لمَ ستظن سيدة من المستشفى التي كنتِ فيها للتو بإنني أب جديد ؟ |
Üç ay boyunca yapay akciğerle yaşadım ve üç sene boyunca Hastaneye girip çıkarak yaşadım. | TED | كنت في حافظة حديدية لمدة ثلاثة أشهر ودخلت وخرجت من المستشفى بشكل متكرر لمدة 3 سنوات. |
hastaneden eve döndükten sonra bir daha hiç dışarı çıkmadı. | Open Subtitles | و منذ خروجه من المستشفى لم يخرج من البيت مطلقاً |
Dua edelim de sağ kalan tanığımız, hastaneden çıktıktan sonra bize söyleyebilsin. | Open Subtitles | حسنًا، لنتمنّى أن ضحيّتنا الناجية يمكنها أن تخبرنا، عندما تخرج من المستشفى |
Ben de bazı sosisçi kızları ve hastaneden bir kaç arkadaşı çağırdım. | Open Subtitles | حسناَ لقد دعوت القليل من فتيات الجميلات وبعض من أصدقائي من المستشفى |
İşe geç gelme konusunda sıkıntı yaşadık ve hastaneden istifa etti. | Open Subtitles | حدث بيننا خلاف حول المواعيد وتخلفها عنها وقررت الإستقالة من المستشفى |
Ama Regina anladığım kadarıyla sen ve kızının babası hastaneden eve döndükten kısa bir süre sonra bazı şüpheleriniz oldu. | Open Subtitles | لكن، ريجينا، من ما فهمته أنت واب ابنتك كانت لديكم شكوك بعد فترة قصيرة بعد العودة للمنزل من المستشفى. صحيح؟ |
Avukatın olarak, onlarla birlikte çalışmanı ve hastaneden tazminat istemeni öneriyorum. | Open Subtitles | .. بصفتي كمحاميك أنصحك أن تنضم إليهم وتطلب تعويض من المستشفى |
hastaneden çıktıktan sonra... beni buldu ve... bana mektuplar gönderdi, benim evime geldi. | Open Subtitles | إنها خرجت من المستشفى وجائت إلى مدينتي وأرسلت لي خطابات وجائت إلى بيتي |
hastaneden kaçmaktan daha zor olan tek şey içeri girmektir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الصعب من الهروب من المستشفى هو الرجوع إليه |
Kardeşlerimle ben annemin hastaneden geri dönmesini bekliyorduk. | TED | كنت مع أشقائي ننتظر عودة أمي من المستشفى. |
Birinin merdivene çıkıp, ampulü değiştirmesini isterler ve hastaneden çıkarken orada olmanızı isterler. | TED | يريدون شخصا يصعد السلّم ويغيّر المصباح الكهربائي، أو يكون حاضرا عندما يخرجون من المستشفى. |
Evcil hayvanları iyi olmadığında, DVD'leri kırıldığında, cep telefonlarını nasıl kullanmaları gerektiğinde veya hastaneden çıkarken orada bekleyen biri olmasını istediklerinde bizi aradılar. "Çember" aynı zamanda zengin sosyal içerik sunuyor-- | TED | لقد اتصلوا لأن حيواناتهم الأليفة مريضة، لأن مشغّل أقراص الفيديو الرقميّة قد انكسر، لأنهم نسيوا كيفية استعمال هاتفهم الجوّال، أو ربما لأنهم سيخرجون من المستشفى وهم في حاجة إلى شخص برفقتهم. |
Giant AVM başkanının hastaneden çıkmanızı kutlamak için gönderdiği çiçekler. | Open Subtitles | هذه زهور من رئيس مول العملاق ليهنئني على خروجي من المستشفى |
Ya hastaneden ya da hapisten yeni çıkmışsınız. | Open Subtitles | أنت مجرد الخروج من المستشفى أو السجن. والذي هو؟ |
hastaneden taburcu edilebileceğine ilişkin hiçbir şey söylenmemeliydi. | Open Subtitles | لكى لا يقول شيئاً عن إحراجها من المستشفى و خاصة لزوجها |
O zaman bu seni hastaneden götüren adam değil. | Open Subtitles | أذن هذا ليس الرجل الذي أخذكي من المستشفى ؟ |
Eğer kalçalarını kırdılarsa onlarla birlikte Hastaneye gittik ve taburcu olana kadar olan deneyimlerini paylaştık. | TED | إذا أصيبوا في كسر في الورك, نذهب معهم و ندرس تجربة خروجهم من المستشفى بأكملها. |