Böyle bir şeye karışması mümkün değil! | Open Subtitles | إنّي أعرف ابنة عمّي. من المُستحيل أن تختلط بذلك النوع من الأمور. |
Düşüşten sağ çıkmadıysa, bedenin bu uçağı terk etmesi mümkün değil. | Open Subtitles | من المُستحيل أن تُغادر تلك الجثة الطائرة ما لمْ ينجُ من التحطّم. |
O şişeyi dolaptan Callie'nin kendisinin çıkarması mümkün değil. | Open Subtitles | من المُستحيل أن تُخرجها (كالي) من الثلاجة بنفسها. |
NASA'yı beş dakika içinde buraya getirmemiz mümkün değil. | Open Subtitles | من المُستحيل أن نأتي بـ(ناسا) إلى هُناك خلال خمس دقائق. |
Ernie'nin böyle bir şey yapması mümkün değil. | Open Subtitles | من المُستحيل أن يفعل (إرني) شيئاً كهذا. |