Senin için çok para alıyorum ve bu da seni benim kaltağım yapıyor. | Open Subtitles | لقد حصلت على الكثير من النقود ثمناً لك و هذا يجعلك أنت عاهري |
Çok büyük bir para kazanmışsın Bu haberlerde görülebilir | Open Subtitles | لقد حصلت مؤخراً على صفقة عظيمة من النقود |
Üzgünüm dostum. Hiç param kalmadı. İçeri girmek için tüm paramı verdim. | Open Subtitles | عذرا يا صديقي, لم يعد معي باقي من النقود لقد إستنفذتها كلها |
Kalkıp buraya gelmen gerekiyor. Ve çok paraya ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | الأفضل أن تحضر اٍلى هنا و تحضر معك الكثير من النقود |
Çok parası vardı ama ben ondan tek kuruş nafaka istemedim. | Open Subtitles | لقد جنى الكثير من النقود ولكنني لا أحصل منه على شيء |
Kendi hayatını kurmak için yeterli paran var. | Open Subtitles | هذه بها الكثير من النقود يمكنك ان تذهبى بها الى اى مكان |
Taksiye yetecek kadar paramız yok. | Open Subtitles | ليس معنا ما يكفي من النقود كي نستقل سيارة أجرة |
Caddeye yakın olanlar daha yüklüdür. Daha fazla para olur. | Open Subtitles | الفرعَ الرئيسيَ على نفس الطريق حيث سنجد المزيد من النقود |
Karına göre, banka hesabında oldukça yüklü miktar para varmış. | Open Subtitles | وفقاً لزوجتك، أنت لديك كومة من النقود في حسابك المصرفي |
Şey, çok para kazanıyorum ve bu sadece bilgisayar oyunlarından gelmiyor. | Open Subtitles | حسناً ، هناك الكثير من النقود قادمة و هذا ليس من لعبة الفيديو فقط |
Onu oradan çıkarmak için çok para ya da çok sikiş gerekecek. | Open Subtitles | ولكن سيتطلب الكثير من النقود لأخراجها من هُناك أو الكثير من المُضاجعة |
İş iyi. çok para kazanacağımızı garanti ediyorum. | Open Subtitles | العمل جيد هناك و أنا أضمن لكِ أنه بامكاننا أن نجني قدرا من النقود |
Kolay değil. Benzini doldurmak çok para... | Open Subtitles | يا له من حدث ، الكثير من الوقود يعنى الكثير من النقود |
Tam olarak siz striptizcilerin aptal fahişeler olduğunu ve isteyen her adamın sizi ufak bir para karşılığı alıp becerebileceğiydi. | Open Subtitles | كلماتي كانت جميعكن عاهرات سخيفات ويمكن لأي شخص أن يضاجعكن مقابل بعض من النقود |
Sizce bana o miktarda bir para kalmış olsa, burada durup gazete ve çiçek satar mıydım? | Open Subtitles | إثنان مليون دولار ؟ هل تعتقدي أني كنت سأكون هنا أبيع الزهور والجرائد، لو لدي هذا الكم من النقود |
Annesinin mezarından iki parça kokain ve bir para yığını çıkardım, işte bunlar için gelecek. | Open Subtitles | حسنا، أنا حفرت اثنين اونصه مبعثره وكومة من النقود من قاعدة قبر والدته لذا انه سوف يأتي لذلك |
O tür bir param yok benim. - Bu benim sikimde değil. | Open Subtitles | ليس لدي هذا القدر من النقود أنت يا بادري لا تتلاعب بي |
Aldığı o kadar paradan sonra hala paraya mı ihtiyacı varmış? | Open Subtitles | إذن، هو احتاج المزيد من النقود فوق كلّ تلك النقود التي ربحها |
Sosyal anlamda çok seviliyor, bol bol da parası var. | Open Subtitles | مقبول اجتماعياً وذكيّ جداً ويملك الكثير من النقود |
Bir sürü paran var, istila planına yardım edebilmek için. | Open Subtitles | الآن لديك ما يكفي من النقود لتساعد خطة الغزو |
Zira hemen hemen hiç paramız yok. | Open Subtitles | إن لدينا القليل من النقود تقريباً مفلسون |
Bu binalar prestijli Steve... bunlar bana daha uzun vadede fazla para demek. | Open Subtitles | هذه المباني ذات هيبة يا ستيف تعني لي في المستقبل اكثر من النقود |
Ve bunun sonucu olarak yakında bir miktar para alacağım. | Open Subtitles | ذلك الكتاب أصبح عظيماً، ونتيجة لذلك ساحصل على الكثير من النقود |
Anne. Bir şey olmaz. Ailemiz için bir sürü para kazanıyorum. | Open Subtitles | أمي، ساكون بخير اصنع مزيد من النقود لعائلتنا |
Sadece biraz para lazım ve biraz daha zaman, sonra eve geri döneceğim. | Open Subtitles | أريد القليل من النقود وحسب فقط القليل القليل من الوقت وسأعود إلى المنزل |
Çünkü her ikimiz için de hayat paradan daha değerli. | Open Subtitles | لان كلانا يعرف الحياه اهم بكثير من النقود |