- Karşılaştığımız hiçbir savaşçıya benzemiyordu. - Belli ki, onu yıkmışsınız. | Open Subtitles | لقد كان بخلاف أى محارب و اجهناه من الواضح انك اسقطه |
Kesinlikle. Belli ki bu iş için çok çaba harcamışsınız. | Open Subtitles | نعم , من الواضح انك بذلت جهداً كبيراً في عملك |
Eh, Belli ki etmemişsin, çünkü etseydin tam burada olurdu. | Open Subtitles | حسنا , من الواضح انك لم تفعلها لانها ستكون هنا |
Belli ki güçlüsünüz, fakat ikiniz Vizsla ve destekçilerini nasıl devirebilirsiniz? | Open Subtitles | من الواضح انك قوي لكن لكم انتما الاثنين انتدمرا فيسلا وقواته؟ |
Görünüşe göre ABD hükumetini hiç tanımıyorsun. | Open Subtitles | من الواضح انك لا تعرف كثيرا عن الحكومة الامريكية |
Belli ki dertlisin. Keşke sana yardım edebilseydim. | Open Subtitles | لكن من الواضح انك مضطرب واتمنى ان اساعدك |
Belli ki iksir yapıyorsunuz o yüzden bana söylemediğiniz nedir? | Open Subtitles | من الواضح انك تستفيد جرعة، الأمر كذلك، فما هو أنك لا تقول لي؟ |
Belli ki işiniz de iyisiniz. Ama güvenliği atlatmanın yolları vardır. Beni dinleyin. | Open Subtitles | , من الواضح انك ماهر ..لكن يوجد عدة طرق سرية |
Sen de önemli olmadığını söylemiştin ama Belli ki önemliymiş. | Open Subtitles | قلت في حينها أنك ستكون بخير من الواضح انك لست كذلك |
Belli ki bu hediye üzerine fazla düşünmedin. | Open Subtitles | حسنا.انت من الواضح انك لم تضع تفكيراً كثيراً في هذه الهدية |
Senin Belli ki özgüven sorunun var | Open Subtitles | من الواضح انك لديك مشاكل فى الثقه بالنفس |
Buraya gelmemin sebebi sana bir şans vermeyerek hata yapmış olabileceğimi düşünmemdi ama Belli ki sen de bir başka tipik denyoymuşsun. | Open Subtitles | انا اتيتُ هنا لإنني اعتقد ارتكبتُ خطأ بعدم اعطائك فرصة لكن من الواضح انك فقط وغد لعين اخر |
Sana diş fırçası alıp duruyoruz ama Belli ki kullanmıyorsun. | Open Subtitles | نحن نستمر بشراء فرشاة اسنان لك, لكنك من الواضح انك لا تستخدمهم |
Belli ki seks hakkında yalan söyledin ve bu pis şeyler hakkında da. | Open Subtitles | من الواضح انك كذبت بشأن الجنس و هذه .. القمامة |
Belli ki, bu akşam bir yemek falan varmış çünkü bir kaynaktan kız kardeşini tutuklattığını okudum. | Open Subtitles | من الواضح انك قمت بذاك العشاء الليلة كما قرأت في الأخبار عن اعتقال أختك بسببك |
Belli ki fazla aile babası tanımamışsın. Merhaba. | Open Subtitles | من الواضح انك لاتعرف الكثير من رجال العائلة |
Belli ki Dave'de kaldığın için böyle giyindin... | Open Subtitles | من الواضح انك لبستي هكذا لانكي نمتي عند ديف |
Oradaki tek şey Calvar Mezarlığı, Belli ki bir mezarı ziyaret ediyordun anne babanın mezarı değildi elbette. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الموجود هناك هو مقبرة من الواضح انك تزورين قبر احد ما ليس من قبور الاهل بالطبع |
Belli ki bu şarabı başka zaman aldınız tahminen kilerinizdeki bir kasa şarabı aldığınız Atlantic'deki tekel bayiinden. | Open Subtitles | من الواضح انك إشتريت هذه في وقت سابق من المفترض مِنْ محل بيع المشروبات الكحوليةِ من الأطلسي حيث اشتريتها |
Ama Görünüşe göre sonrasında Bayan McDeere ile bayanlar tuvaletinde bir konuşma yapmışsınız. | Open Subtitles | لكن من الواضح انك خضتي محادثة مع سيدة مكدير في دورة مياة السيدات بعد ذلك |
Selam, Malcolm. Burda çalıştığını bilmiyordum. Görünüşe göre saçlarında bilmiyormuş. | Open Subtitles | اهلا مالكوم لم أكن اعلم أنك تعمل في بيع مجزات العشب من الواضح انك تقوم بعمل تجربة البيع على رأسك |