- Bunun için İngiltere'den geleceğim. - Geleneklerin şerefine. | Open Subtitles | ـ سآتي مخصوص هنا من بريطانيا من أجل هذا ـ عادة جميلة .. |
İngiltere'den Güney Afrika'ya 10.000 kilometrelik yolu.... ... içgüdüsel olarak bulabilirler. | Open Subtitles | على القيام برحلة الـ10 آلاف كيلو متر من بريطانيا حتى جنوب أفريقيا بدون أن يكون قد قام بها أبداً من قبل |
İngiltere'den gelen meşhur Balraj bu olmalı. | Open Subtitles | أوه ، لابد أن هذا هو بالراج الشهير من بريطانيا |
Aslında ben Britanya'dan geliyorum, fakat Maldivler'de yaşamaya başlayalı 26 yıl oldu. | TED | بالواقع أنا من بريطانيا, لكنني مازلتُ أعيش في المالديف منذ 26 سنة. |
Ama sağlığı Britanya'dan daha iyi olan yalnızca Avustralya değil. | TED | ولكن ليست أستراليا فقط أفضل من بريطانيا في الصحة |
Hiçbir şey bir uydudan daha fazla bulut görmüyor. bir İngiliz bile. | TED | لا شيء يقدر على رؤية غيوم كثيرة أكثر من قمر صناعي ولا حتى شخص من بريطانيا. |
Ve Çin bunun için İngiltere'ye ve istihbarata şükranlarını sundu. | Open Subtitles | و الصين أعربت عن امتنانها و شكرها لكل من بريطانيا و مجموعتنا |
Düşünsene İngiltere'den bir kız geliyor, film endüstrisinden kimseyi tanımıyor ve tek kelime Hintçe konuşamıyor. | Open Subtitles | .. فكري بالأمر .. فتاة من بريطانيا لا تعرف أحداً من صناع الأفلام .. و لا تستطيع التحدث الهندية إطلاقاً |
CA: Yani çok sayıda olduğu. DB. Özellikle de İngiltere'den gelenler! | TED | كريس أندرسن: أنا لدينا الكثير -- ديڤيد برووكس: المهاجرون إلى هذا البلد، خاصة من بريطانيا. |
İngiltere'den 30 küsür kap getirdik. | Open Subtitles | لقد جلبنا 30 حقيبة مُذهِلة من بريطانيا |
Dün İngiltere'den 30 kutu geldi ve iki dolu bagaj da Florida'dan. | Open Subtitles | "ثلاثين علبه وصلت البارحة من "بريطانيا "وخزانتين من "فلوريدا |
İngiltere'den korksunlar, onun ölümünden korksunlar. | Open Subtitles | يهاب من بريطانيا العظمى يهاب من موتاها |
Kanada, ABD ve İngiltere'den Mo biraderlerimiz vardı ve bize e-mail ve telefon yoluyla dediler ki: "Hey, burada Prostat Kanseri için hiçbir şey yok. | TED | فلقد بدأ إخوة شوارب من كندا ، أمريكا و من بريطانيا ، بمراسلتنا عبر البريد الإلكتروني والإتصال بنا قائلين : يا صاح ، لا يوجد شيء لسرطان البروستات . |
İngiltere'den yaldızlı şerit ithal edildi. | Open Subtitles | نياشين من الذهب تم ( إستيرداها خصيصاً من ( بريطانيا |
Ancak sonra Roma İmparatorluğu çöküşe başladı ve Romalılar Britanya'dan çekildi. | TED | لكن في ذلك الحين بدأت الامبراطورية الرومانية بالانهيار و انسحب الرومان من بريطانيا. |
Burada açıklıyorum, bundan sonra, Britanya'dan bağımsızlığımızı geri alacağız! | Open Subtitles | أنـا أعلن من هنـا بأن , سنستعيد أستقلالنا من بريطانيا |
Tüm Büyük Britanya'dan daha geniş korunmuş su alanı. | Open Subtitles | مساحة المياه المحمية أكبر حجما من بريطانيا العظمى بالكامل. |
Ama sonunda 1783 yılında 13 koloni Britanya'dan bağımsızlığını kazandı. | Open Subtitles | لكن في النهاية ، عام 1783 ، نالت الـ 13 مستعمرة استقلالها من بريطانيا |
Ama ara sıra hâlâ merak ediyorum o Büyük Britanya'dan gelen kız nasıl bir tepki verirdi ona gülüşünün güzel olduğunu söyleseydim. | Open Subtitles | عاشوا حياة صعبة لكن احيانا ابقى اتسائل بأن تلك الفتاة من بريطانيا قد تكون هي |
Tüm sosyal hiyerarşiyi kapsar şekilde, İsveç'in Britanya'dan daha başarılı olduğunu görüyorsunuz. | TED | كما ترون هنا السويد تسجل بيانات أفضل من بريطانيا على جميع مستويات الهرم الاجتماعي . |
Daniel Merlin Goodbrey adlı bir İngiliz tarafından yapıldı. | TED | إنها من شخص يدعى دانيال ميرلين جوودبري من بريطانيا. |
Evden birkaç şey almak için İngiltere'ye gitmişti. | Open Subtitles | لقد عادت من بريطانيا لإحضار بعض الأشياء من المنزل |