Anneniz diktatörlük döneminde Şili'den çıkarılarak sınır dışı edildi. | Open Subtitles | والدتك جرى طردها من تشيلي ابان عهد الديكتاتورية |
Dün boşaltılmış. Şili'den getirilen meyve taşıyormuş. | Open Subtitles | تم تفريغها بالأمس، شحنة فاكهة من "تشيلي". |
Rotterdam'dan Köln'e geliyor tırın içinde; içinde Şili'den gelen kokainin olduğu golf topları var. | Open Subtitles | مليئة بكرات الغولف داخلها الكوكائين من "تشيلي" |
Biz, bir grup bilim insanı ve teknoloji uzmanıyız. Şili'den, Panama'dan, Meksika'dan, İsrail'den ve Yunanistan'dan bir araya geldik ve son bilimsel keşiflere dayanarak birçok kanser çeşidini çok erken safhalarda kan tahlili ile teşhis etmek için güvenilir ve doğru bir yol bulduğumuza inanıyoruz. | TED | نحن فريق من العلماء والتقنيين من تشيلي وبناما والمكسيك وإسرائيل واليونان، ونعتقد أنه بناء على الاكتشافات العلمية الأخيرة بأننا وجدنا طريقة موثوقة ودقيقة للكشف عن أنواع عديدة من السرطان في المراحل المبكرة من عينة الدم. |
Şilili değildim ya da doğduğum ülkeden değildim. | Open Subtitles | فأنا لستُ من تشيلي كما أنني لست من البلد التي ولدتُ بها |
Bu, geçen sene Şili'den. | TED | هذا من تشيلي العام الماضي. |
Şili'den Polonya'ya | Open Subtitles | من تشيلي الى بولندا |
Şili'den bir dostumuz. | Open Subtitles | أنه صديق من تشيلي. |
Fernando onları Şili'den kaçırdı ve eve getiriyor. | Open Subtitles | أعتقد أن (فيرناندو) قام (بتهريبهم من (تشيلي وسيحضرهم إلى الوطن |
Şili'den başlayıp, | Open Subtitles | تبدأ من تشيلي |
Babam Şilili. | Open Subtitles | والدي من تشيلي |
Bu adam Şilili. | Open Subtitles | هذا من تشيلي |