O gece, birbirimizi daha önce hiç hissetmediğimiz kadar yakın hissettik. | Open Subtitles | تلك الليلة , شعرنا بأننا قريبين لبعضنا اكثر من ذي قبل |
Ve bu daha önce yaşamamış olan o bölgeye ait olmayan balıklarla doldurulduğunda besin ağına olan şeydir. | TED | وهذا ما يحدث لتلك الشبكة الغذائية عندما يتم ادخال نوع جديد من الاسماك لم يكن موجوداً من ذي قبل |
Bununla ilgili biraz rahatsızdılar, çünkü daha önce bunu yapmamıştık ve nasıl yapacaklarını tam olarak bilmiyorlardı. | TED | ولم يكونوا مرتاحين مع الفكرة بكثرة لانهم لم يقوموا بهذا من ذي قبل .. ولم يكن لديهم اي فكرة عما يجب القيام به |
her zamankinden çok daha fazla sayıda sümsük kuşu havada dolanıyor. | Open Subtitles | تطير طيور الأطيش في الهواء في أعداد أكبر من ذي قبل |
Günümüzde, dünyanın her yerinde bu hastalıklardan birinin yok edilmesine hiç olmadığı kadar yakınız. | TED | لقد أصبحنا اليوم أقرب من ذي قبل للقضاء على واحد من تلك الأمراض في كل مكان حول العالم. |
Eskisinden daha da şişmansın ve yeni bir tişört almaya paran yetmiyor. | Open Subtitles | أنت بدين أكثر من ذي قبل و لا تستطيع شراء قميص جديد |
6 estetik ameliyattan sonra, artık eskisinden daha iyi görünüyorum. | Open Subtitles | بعد ست جراحات بنائية، أصبح شكلي أجمل من ذي قبل |
Endişeyle titriyordum. Ama daha önce görülmemiş, belgelenmemiş... ...bir şey yakaladığımı biliyordum. | TED | وكنت ارتجف قلقة ولكني كنت اصمد ..لانني اعي انني اصور شيئاً لم يتم تصويره من ذي قبل .. |
Bu, daha önce eşini benzerini görmediğiniz bir tren istasyonu. | TED | هذه محطة قطار انها شيء لم يرى مثله من ذي قبل |
daha önce gördüğümüz herşeyden daha zordu. | TED | انها متقدمة جداً اكثر من اي شيء انها برمجية لم نرى مثيلاً لها من ذي قبل |
Belediyeden bahsedelim. daha önce bunlardan birini görmüş müydünüz? | TED | دعونا نبدأ بمجلس المدينة .. هل رأيتم هذه من ذي قبل ؟ |
Ve daha önce bahsettiğim mavi ışık etkinleştiricisi olan channelrhodopsin molekülü ile zıt şeyleri yapıyorlar. | TED | وهي تقوم بعكس الأمر الذي تقوم به تلك التي اخبرتكم عنها من ذي قبل التي تتجاوب مع اللون الازرق |
Bu, daha önce bu virüse hiç maruz kalmamış insanlara bulaşan bir enfeksiyondur. | TED | هذه هي العدوى التي تصيب البشر الذين لم يتعرضوا أبدًا لهذا الفيروس من ذي قبل. |
Yani daha önce hiç olmamış olan bir iletişim var. | TED | وان يكون هناك حوار وهو حوار لم يحدث من ذي قبل |
İşlerin bu derece sorunsuz ve hızlı ilerlediğini daha önce hiç görmemiştim. Hiç. | Open Subtitles | كانت تسير الامور بسهولة ويسر أكثر من ذي قبل |
Zor zamanlarda, kadınların görkeme her zamankinden çok ihtiyacı var. | Open Subtitles | في الأوقات الصعبة, السيدات تحتاج الرونق أكثر من ذي قبل. |
Raava'nın gitmesiyle Unalaq ve Vaatu, her zamankinden daha güçlü hale geldiler. | Open Subtitles | مع ذهاب رافا اونالاك و فاتو امتلكوا قوة اكبر من ذي قبل |
Bilgisayar sesleri bazen çok gelişmiş olmayabiliyorlar, fakat bilgisayarımla hiç olmadığı kadar geniş çapta iletişim kurabiliyorum. | TED | ان اصوات الكمبيوتر .. لاتبدو احيانا متفائلة .. ولكن مع الحاسوب خاصتي يمكنني ان اتواصل بصورة واسعة جداً اكثر من ذي قبل |
Basketbol gibi, boya önem verilen sporlarda, uzun sporcular daha da uzun oldu. | TED | في الرياضات التي يُقدّر فيها الطول، ككرة السلة، أصبح طول الرياضيين أطول من ذي قبل. |
Harika bir mal, yo. eskisinden de iyi. | Open Subtitles | لأنَّ ذلك الشيء ممتاز يا رجل أفضل من ذي قبل |