Bunu yapmak için de tek yapmamız gereken birisini askeri hapishaneden kaçırmak. | Open Subtitles | وكل ما علينا فعله، هو تهريب شخصاً من سجن عسكري، لفعل ذلك |
Batıya gittiğini sanmam, çünkü oradaki hapishaneden gelmişti. | Open Subtitles | لا يمكننى رؤيته يتجه غرباً لأنه قد أتى من سجن هناك |
Mortgage ve Kredi Kartı sahtekarlığından suçlu bulundu, ve 2012'de Londra - Wormwood Scrubs hapishanesinden tahliye olacak. | TED | و قد تمت إدانته برهن العقارات و تزوير بطاقات الائتمان، و سيتم إطلاق سراحه من سجن وورموود سكربس في لندن في 2012. |
1960'da Dartmoor hapishanesinden kaçmış, 1962'de Tangier'e konulmuş. | Open Subtitles | هرب من سجن دارتمور عام 1960 تم تجنيده فى تانجير عام 1962 |
Hey, Gino, seni Jersey'den salacaklarını hiç sanmıyordum. | Open Subtitles | جينو ، لم أكن أظن أنهم سيخرجزنك من سجن نيو جرسي |
- Aynen. Masuku, Harare'deki Chikurubi Hapishanesi bünyesinde, özel bir bölümde tutuluyor. | Open Subtitles | ان ماسوكو محجوز في جناح مشدد الحراسة من سجن شيكوروبي في هرير |
hapisten yeni çıktım. Gelsin bakalım. | Open Subtitles | مهلك عليّ , لقد خرجتُ للتو من سجن , ليبدأ التحدّي |
Her an burada olabilirler. Eyalet polisi seni bu hapishaneden eyalet hapishanesine götürecek, birazdan gelirler. | Open Subtitles | شرطة الولاية ستقوم بترحيلك من سجن المدينة إلى سجن المقاطعة قريباً |
Sonra üst düzey korumalı iki hapishaneden firar etmişsin. | Open Subtitles | لديك سجل من الهرب مرتين من سجن بأشد حراسة المستوى الخامس |
Üç yıl önce askeri hapishaneden kaçtı ve kısıtlayıcı hükümler ortadan kalkmak üzere. | Open Subtitles | لقد فر هاربًا من سجن القوات المسلحة قبل 3 سنوات المهلة القانونية على وشك الانتهاء |
Tuhaf tesadüfler sonucu hapishaneden çıkarıldım. | Open Subtitles | مأخوذ من سجن المقاطعة بمجموعة من الفرص الفضولية |
Tuhaf tesadüfler sonucu hapishaneden çıkarıldım. | Open Subtitles | مأخوذ من سجن المقاطعة بعديد من الفرص الفضولية |
Hiç kimse kaçılamaz denilen hapishaneden nasıl kaçtığını sormadı mı? | Open Subtitles | ألم يسألها أحد أبداً كيف هربت من سجن لا مفر منه؟ |
Psikiyatrisini boğup Namur hapishanesinden kaçmış. | Open Subtitles | كما أنه هارب من سجن نامور بعد أن خنق طبيبه النفسي |
Kaliforniya hapishanesinden ödemeli aramanız var. | Open Subtitles | مكالمة مدفوعة من قبل المستقبل من سجن كاليفورنيا |
Kaliforniya hapishanesinden ödemeli aramanız var. | Open Subtitles | مكالمة مدفوعة من قبل المستقبل من سجن كاليفورنيا |
Escobar, Katedral'den kaçalı bir saat olmadan Kolombiya'nın her yerinde, savaşın yeniden başlayacağı dedikodusu yayıldı. | Open Subtitles | أقل من ساعة بعد هروب إسكوبار من سجن الكاتدرائية الكلمة انتشرت في جميع أنحاء كولومبيا أنْ الحرب سوف تدق طبولها مجدداً |
Belki beni çıkarmış olabilirsin ama seninle gelmem ve küçük görevlerini yapmamın tek nedeni Justice Society'den intikam alabilmekti. | Open Subtitles | ربّما أخرجتني من سجن الأحداث، لكنّي لم أوافق على القيام بمهمّتك الصغيرة هذه إلاّ للنّيل من "رابطة العدل." |
Mandela nasıl Güney Afrika'da okuduysa, benim de Kamiti Maksimum Güvenlikli Hapishanesi'nden okuma şansım vardı. | TED | تماماً كما درس مانديلا من جنوب افريقيا، لقت أُتيحت لي فرصة الدراسة من سجن كاميتي ماكسيمم الأمني. |
1966 yılında Andy Dufresne Shawshank Hapishanesi'nden kaçtı. | Open Subtitles | فى عام 1966 هرب أندى دفرين من سجن شاوشانك |
hapisten mal kaçırıyordu, buna olay yerindeki meni de dahil. | Open Subtitles | لقد قام بتهريب أشياء من سجن هوكسفيل من ضمن ذلك السائل المنوي الذي زرع في أول مسرح جريمة |
Wentworth hapishanesine giden yolu zorlayacak çok az adam var. | Open Subtitles | تجعل القليل من الرجال يشقوا طريقهم لأنقاذ رجل من سجن ونتوورث |