Hemen Seul'den gelen müşteriyle ilgilen. | Open Subtitles | انسه باق ها .. هناكم ضيف من سيول اسرعى و قابليه انه هنا بالفعل فى انتظارك |
Burada Seul'den olan bir tek ben varım o yüzden ben de gelmeliyim.Seul gezisine bende geliyorum. | Open Subtitles | انا الوحيد من سيول , لذا علي الذهاب ايضآ |
Sen de Seul'den ta buraya bu hoş ortamı bölmeye geldiğimi görmüyor musun? | Open Subtitles | الا ترى أنى أتيت كل هذه المسافة من سيول لأخرب الجو |
Aslında yedeğim Seul'den yaşlı bir kadındı. | Open Subtitles | فى الواقع الشخص الإحتياطى كان سيدة عجوز من "سيول" |
Seul'den bir yazar. | Open Subtitles | إنها الكاتبه من سيول |
Aa, Seul'den gelen yazar. | Open Subtitles | أوه. إنها الكاتبة من سيول |
Ama Seul'den birileri geldi. | Open Subtitles | ولكن شابٌ ما أتى من سيول |
Seul'den bir televizyon istasyonu arayıp, haberle ilgilendiklerini söylediler. | Open Subtitles | محطة تلفاز من "سيول" تريد تغطية القضية |
Bu bey profesör Kim'in önerdiği, Seul'den gelen yeni sanat öğretmenimiz. | Open Subtitles | (قابل أستاذ الفنون الجديد من (سيول |
Seul'den gelen yeni öğretmen sadece kendi pisliğine aldırması gerektiğini bilmeyen bir kalın kafalıymış. | Open Subtitles | ...(المدرس الجديد من (سيول أحمقٌ لا يعلم ألا يدخل في شئون الآخرين |
Seul'den gelmişler. | Open Subtitles | جاؤوا من "سيول". |