daha önce kimsenin yapmaması imkânsız anlamına gelmez. | Open Subtitles | مجرد أنّ لا أحد فعلها من قبل على الإطلاق لا يعني أنّها مستحيلة |
Ormanlar daha önce gördüğüm hiçbir şeye, bulunduğum hiçbir yere benzemiyordu. | Open Subtitles | هذه الغابة ليست شيئاً رأيته من قبل على الإطلاق لاتشبه مكان ذهبت إليه من قبل |
Anlattığınız işlem daha önce hiç denenmedi. | Open Subtitles | العملية التي تصفينها لم يتم اختبارها من قبل على الإطلاق |
Bunu daha önce hiç görmediniz. Bir roket ateşleniyor ve ardından-- EM: Evet, roket yaklaşık 12 katlı bir bina yüksekliğinde. | TED | فأنت لم ترى هذا من قبل على الإطلاق. صاروخ يندفع ويحلِّق ثم... أ م: نعم، ذلك الصاروخ بنحو حجم بناءٍ من 12 طابقاً. |
daha önce hiç böylesini görmedik" diyor. | TED | لم نرى ما يشابه هذا من قبل على الإطلاق." |
Ama daha önce gördüğüm rüyalara da hiç benzemiyor. | Open Subtitles | ولكن... إنه في غاية الإختلاف عني أي حلم آخر حلمته من قبل على الإطلاق |
daha önce bana hiç yardım etmemiştin, hem de hiç. | Open Subtitles | لم تساعدني من قبل , على الإطلاق |
Bunu daha önce hiç fark etmemiştim. Pardon. | Open Subtitles | لم ألحظ ذلك من قبل على الإطلاق |
Hayır, onu daha önce görmedim. | Open Subtitles | لا ، لم أرها من قبل على الإطلاق |
daha önce beni durduramamıştı. | Open Subtitles | لم يوقفني ذلك من قبل على الإطلاق. |
Hiç yapmadım ki daha önce. | Open Subtitles | لم أفعل هذا من قبل على الإطلاق |
Hayır, daha önce böyle bir dille hiç karşılaşmadım. | Open Subtitles | كلا، لم أرى لغة كهذه من قبل على الإطلاق |
Uber ve Didi teknolojinin insanlar arasında daha önce mümkün olmayan güveni nasıl yaratığının ilkel ama güçlü örnekleridir. | TED | إن منصتي "Uber" و "Didi" أمثلة مبكرة لكن قوية لكيفية بناء التكنولوجيا للثقة بين الناس بطرق وعلى مستوى لم يكن ممكنًا من قبل على الإطلاق |
Bunu daha önce kimseye anlatmamıştım. | Open Subtitles | لم أخبر أحداً بهذا من قبل على الإطلاق! |