Bütün bunlar aslında bir insanın erkek mi, kadın mı olduğunu bilmekten önemli ölçüde çok daha güçlü ve kullanışlıdır. | TED | فعليّاً، كل هذه الأمور أكثر تأثيراً وفائدة بوضوح من معرفة جنس المستهلك. |
İçinde bir insanın büyüdüğü bilmekten daha heyecan verici başka bir şey olamaz. | Open Subtitles | أنتما لا تفهما. لا شيء أكثر إثارة... من معرفة وجود بشري ينمو بأحشائكِ. |
Eşsizlik içinde yıldızların doğduğu gibi, bilmenin bu güçlü bileşimi, kimliklerin patlayıcı birleşmesinin parıldayan bir örneği ile neticelendi. | TED | مثل ولادة النجوم في السماوات، هذا المزيج القوي من معرفة النتائج في مثالٍ رائعٍ من الدمج المثالي والقوي للهويات. |
Bu teknolojiyi çözersek ileride olacakları engelleyeceğimize garanti veriyorum. | Open Subtitles | وإن تمكنا من معرفة تلك التكنولوجيا، فأضمن لك بأننا سنوقف الحوادث المستقبلية. |
Hiçbir kesin sonuç bulamadık ve bereler birkaç hafta sonra kendiliğinden çözüldü. | Open Subtitles | لم نتمكن من معرفة اي شئ موجــز؟ وبعد 7 أسابيع مازلت الرضوض ظاهره |
Onu korumak için günlük hayatındaki tüm ayrıntıları öğrenmeliyim. | Open Subtitles | في سبيل حمايتها، لا بد لي من معرفة كل صغيرة عن حياتها اليومية. |
kendimi acı duyan başkalarının yerine koyup onların duygularını anlayabilirim. | Open Subtitles | سأقدر حينها من معرفة ما يتألم منه الأخرون؟ |
Bunun nerede çekildiğini öğrenmek gibi bir şansımız var mı? | Open Subtitles | هل توجد أي طريقة أخرى تمكّننا من معرفة مكان تصويره؟ |
Her şeyin bir gün düzeleceğini bilmekten kaynaklanan cesaret. | Open Subtitles | الخوف الذي يأتي من معرفة أن كل شيء سيصبح بخير. |
Aslında, beni bu on adama güvenebileceğimi bilmekten başka hiç bişey daha mutlu edemez. | Open Subtitles | في الحقيقة، لا شيء قد يجعلني اسعد من معرفة ذلك حينما ساتمكن من الثقة ب10 اشخاص كنت اتسائل حولهم |
Kendimi bilmekten beni engelleyen büyüyü kırabilirler. | Open Subtitles | يمكنهم أبطال السحر الذي يمنعني من معرفة نفسي |
Ama belki de oralarda bir yerde olduğunu bilmenin güzel bir tarafı vardı. | Open Subtitles | ولكن ربما ثمة حكمة من معرفة أن لأمثاله وجود |
Önceden bilmenin ya da kontrol etmenin yolu yoktur. | Open Subtitles | و لا جدوى من معرفة هذا سلفاً أو نأخذ الحيطة منه |
- Doğru. Yani meseleyi çözersek... | Open Subtitles | ،حسنا ، إن تمكنا من معرفة كيف تم ذلك |
Senin yardımınla listenin ne olduğunu çözersek Samantha'ya ulaşırız diye umuyoruz. | Open Subtitles | نأمل أنّه إذا تمكّنا من معرفة ما تعنيه القائمة (بمساعدتكِ ، فممكن أن يقودنا إلى (سامانثا |
Ama hiçbir şey bulamadık. | Open Subtitles | لكننا لم نتمكن من معرفة لو شيء بسيط عنك |
Aileyi henüz bulamadık. | Open Subtitles | لم نتمكن من معرفة مكان العائلة بعد |
Tanrı'nın benim için planını öğrenmeliyim. | Open Subtitles | لا بد لي من معرفة خطة الله بالنسبة لي. |
Neler olup bittiğini öğrenmeliyim. | Open Subtitles | لا بد لي من معرفة ما يحدث |
Ne çeşit bir silah aradığımızı anlayabilirim. | Open Subtitles | ربما أتمكن من معرفة نوع السلاح الذي نبحث عنه |
Sadece annenin buraları düzeltirken her şeyi nereye koyduğunu anlamaya çalışıyorum böylelikle her şeyi nasıl geri yerine koyacağımı anlayabilirim. | Open Subtitles | أنا في محاولة لمعرفة حيث أمك وضع كل شيء عندما أنها إعادة ترتيب مكان حتى أتمكن من معرفة كيفية وضع كل شيء الى الوراء. |
Yapıları tanıdık, kaya parçalarını, kraterleri ve bu şekilde kuyruklu yıldıza göre nerede olduğumuzu anladık. | TED | ولاحظنا وجود أشياء مثل الصخور والحفر، و هكذا تمكنا من معرفة مكاننا بالنسبة للمذنب. |