Bu odayı terk etmeni yasaklıyorum! Neye benziyor şu Profesör Armstrong? | Open Subtitles | انا امنعك من مغادرة هذه الغرفة ما هو شكل هذا البروفيسير اؤمسترونج ؟ |
- Şey, asla çan kulesini terk edemeyeceğini söylerken... | Open Subtitles | حسنا,عندما يقول انك ممنوع من مغادرة البرج ابدا |
- Şey, asla çan kulesini terk edemeyeceğini söylerken... | Open Subtitles | حسنا,عندما يقول انك ممنوع من مغادرة البرج ابدا |
Ülkeyi terk etmemesi gerekiyordu ve biz onu, üç tane uçak bileti alırken yakaladık. | Open Subtitles | بعد ان امسكنا به يشتري 3 تذاكر طيران وهو ممنوع من مغادرة الولاية |
Ama bölgeyi zamanında terk edemedim. | Open Subtitles | و لم أتمكن من مغادرة المنطقة فى الوقت المحدد. |
Buradaki bazı zanaatkarların hüneri o kadar değerliydi ki Venedik'i terk etmeleri yasaklanmıştı. | Open Subtitles | هنا مجموعة من الحرفيين المهرة الذين منعوا من مغادرة فينيسيا |
Kocanızın kiminle çalıştığını bulmalıyız ve McGraw ülkeyi terk etmeden önce elindekileri geri almalıyız. | Open Subtitles | نريد أن نعرف مع من يتعامل لنقوم بتبديل هذه الأصناف قبل أن يتمكن ماكغرو من مغادرة البلد بها |
Şu anda sağlık sorunu onu Çin'i terk etmekten alıkoymaktadır, fakat o ruhen bizimledir. | Open Subtitles | ان صحته العليلة تمنعه من مغادرة الصين, ولكنه معنا هنا بروحه |
Şimdi , Lütfen ofisimi terk edebilirseniz Sizi temin ederim bu iş yetenekli insanların elinde | Open Subtitles | الآن إذا تمكنا من مغادرة مكتبي، بوسعي أن أؤكد لكم هذه المسألة يمكنها أن تحل. |
Buraya hayalinizde dünyayı terk eden esrarengiz ateş arabaları gördüğünüz için geldiniz değil mi? | Open Subtitles | وقد وضعت أنت هنا الرؤى لا يمكن تفسيره من مغادرة الكوكب عربة من نار، أليس كذلك؟ |
Durumu doktorların beni uyardığı kadar kötü gözükmese de dışarı çıkmak bir yana, bir daha asla odasını terk edemeyecek. | Open Subtitles | ورغم أن حالتها لا تبدو بالسوء الذي أخبرني به الأطباء إلا أنها لن تتمكن أبداً من مغادرة مخدعها أو لقاء الناس. |
Beni terk etmekten alıkoyamayacağını biliyorsun. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك لا يمكن أن يمنعني من مغادرة البلاد. |
- Evini terk etmeye korkan eğer yıkım olmasaydı herhangi bir sorun teşkil etmeyecek... | Open Subtitles | -إلى ذلك الشاب المأساوي الذي كان خائفاً من مغادرة منزله، و هو لأمر طبيعي |
Binayı terk etmelerini engelleyecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يمنعهم من مغادرة البناية |
Adayı terk etmeden onu durdurmalıymışsın. | Open Subtitles | يجب أن تمنعه من مغادرة الجزيرة |
Bu yüzden şehri terk etmem gerekiyor. | Open Subtitles | لهذا السبب لا بد لي من مغادرة المدينة |
Yanıma bunu almadan evi terk edemedim. | Open Subtitles | لم أتمكن من مغادرة المنزل بدونه. |
Bizi terk etmesini engellemek için. | Open Subtitles | لمنعه من مغادرة البلاد. |
Scott ve karısı partiyi bir saat erken terk etmişler, böylece ona tekrar geri dönüp kurbanı.. | Open Subtitles | إتّضح أنّ (سكوت) وزوجته غادرا الحفلة قبل ساعة من مغادرة (ستايسي)، مما يعطيه الكثير من الوقت |
1 milyon dolarınız hazır Francisco Francis ve Jack Begosian'ı Ekvator'u terk etmeleri konusunda kandırabilirseniz eğer. | Open Subtitles | هناك مليون دولار مكافأة لك اذا استطعت منع (فرانشيسكو فرانسيس) و (جاك بوجسيان) من مغادرة "الاكوادور". |