Demek ki oyunun sinyal sisteminin bir kısmı ses, yüz, vücut ve jestlerle ilgili. | TED | لذا فجزء من نظام الإشارة في اللعب ينبغي أن يكون بالصوت، الوجه، الجسم والإيماء. |
En olağanüstü durumlar dışında alınmaması... gereken tanrının vermiş olduğu yaşama hakkımız... olan hayat hakkında karar vermek için... adalet sisteminin bir parçası durumundasınız. | Open Subtitles | أنتم جزء من نظام العداله الذي يعتبر الحياه لا تقدر بثمن أساساً هبه من الله لا يجب أن تُسلب |
Yani sanıyorum ki, insan aklı ve çıkardığı anlam, çok basit kurallarla işleyen, büyük ve karmaşık bir sistemden yükseldi. | Open Subtitles | لذا أعتقد بأن العقل البشري والمعنى الذي يخلقه يأتي من نظام ضخم ومعقد يشتغل وفقاً لقواعد بسيطة جداً |
Bunlar tıpkı yıldızların yaptığı gibi bir gruplama sistemi oluşturuyorlar. | TED | كانت تشكل جزءا من نظام تجمعات بقدر ما تفعل النجوم. |
Kast sistemini ortadan kaldırdık. Şimdi herkesin istediği herhangi bir pozisyona yükselebileceği bir sistemdeyiz. | TED | لقد انتهينا من نظام الطبقات الاجتماعية اننا حاليا بنظام يمكن فيه لاي شخص الارتفاع للمنزلة التي يرغبها |
Şu an yaptığım gibi daha istemli seslere kıyasla istemsiz sesler daha eski bir sistemin parçası. | TED | النطق اللاإرادي هو جزء من نظام قديم مقارنة بنظام النطق الإرادي مثل الكلام و الذي أقوم به الآن. |
Arlo Ulusal Güvenlik uydusundan bir cep telefon görüşmesi yakaladı. | Open Subtitles | لدى (آرلو) تقرير عن اعتراض مكالمة هاتف من نظام "إيشلون" في "وكالة الأمن القومي" |
Başka bir yıldız sisteminden gelen ilk misafirimiz 'Oumuamua hakkında ne bilmek istersiniz? | TED | إذًا ما الذي تودون معرفته عن (أومواموا)، أول زائر من نظام نجمي آخر؟ |
İşletim sisteminin bir parçası bu, kodlarını hacklemem gerekiyor. | Open Subtitles | وهي جزء من نظام التشغيل، وسيتحتم عليّ كسر الشفرة |
Şimdi onlar bunun bir kısmını yaptılar çünkü iki şeyin birlikte büyüdüğü Aydınlanma sisteminin bir parçasıydılar. | TED | الآن كانوا يفعلونه في جزء لأنهم كانوا جزءاً من نظام تنويرى حيث كان يكبر شيئين معاً . |
Bu onların görsel algılama sisteminin bir parçası | TED | هذا جزء من نظام التوجيه البصري لديهم. |
Teoride, biz de polis sisteminin bir parçasıyız. | Open Subtitles | نظرياً كلنا جزء من نظام الشرطه |
Ve sen de bunlardan biri değilsin çünkü baskının getirdiği sistemden aylık maaş alarak, içeriden drama dersleri vererek savaşıyorsun. | Open Subtitles | وأنت لست زرعه أخرى تحصل على راتب من نظام شرير من القهر لانك تقاتلينه من الداخل بصفوف الدراما |
sistemden çıkmam gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنه يجب عليّ الخروج من نظام الرعاية |
Atria adında uzak bir güneş sistemi kökenli olduğunu tahmin ediyorlar. | Open Subtitles | بأن مسار المركبة الفضائية قد قدِمت من نظام شمسي يُدعى 'اتريا' |
Nesli muhtemelen tükenmiş, çünkü onun yaşadığı bilinen tek mağara sistemi, yakına kurulan bir baraj yüzünden yıkılmış. | TED | ربما انقرضت لأنها من نظام الكهف الوحيد المعروف والذي تم تدميره عندما تم بناء سد بالقرب منه. |
Ayrıca uzak mesafe kontrol ve izleme sistemini de kullanıyoruz. | Open Subtitles | و أيضا أطلبى المساعدة من نظام الرصد و المراقبة عن بعد |
Bu gösteriyor ki bir kızı vesayet sisteminden çıkarabilirsin ama vesayet sistemini bir kızdan çıkaramazsın. | Open Subtitles | فقط اوضحتي لي انهم بإمكانهم اتخاذ فتاة من نظام الرعاية لكنهم لا يستطيعون و لكنهم لا يستيعون اخذ الرعاية من هذه الفتاة |
Ve hiçbir mesuliyet kabul etmemekten memnunluk duyan bir sistemin parçası haline geldiğimi fark ettim. | Open Subtitles | ورأيت أنني قد أصبحت جزءاً من نظام يشعر بالراحة لعدم مساءلته |
Ama duvarlar dayanabilecek mi? Bu yeni kanal artık daha büyük bir sistemin parçası. | Open Subtitles | ولكن هل ستصمد الجدران ؟ القناة الجديدة هذه هي جزء من نظام أكبر. |
Arlo Ulusal Güvenlik uydusundan bir cep telefon görüşmesi yakaladı. | Open Subtitles | لدى (آرلو) تقرير عن اعتراض مكالمة هاتف من نظام "إيشلون" في "وكالة الأمن القومي" |
Tamam, bak, kalkanın enerjisini Alpha Centauri yıldız sisteminden çektiğini biliyoruz. - Biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، إسمعوا، نعلم أنّ الحجاب يستمد طاقته من نظام "رجل القنطور" النجمي. |